Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | لم يحدث ضرر |
Büyütülecek bir şey yok. Kendin olmalısın. | Open Subtitles | هذا ليس بالأمر الجلل عليك أن تكون على طبيعتك |
Kahve içtik sadece, Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | مجرد احتساء قهوة. ليس بالأمر الجلل. |
Sadece bir konuşma. Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | خطبة واحدة ليس أمراً كبيراً |
Büyütülecek bir şey yok. Büyütülecek bir şey yok mu? | Open Subtitles | كان علي أن أملأ بعض الأوراق , ليس بالأمر الهام |
Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر المهم |
Büyütülecek bir şey yok sadece dans edeceğim. | Open Subtitles | انه ليس بالأمر الجلل سأذهب للرقص وحسب |
Âdil olalım, milenyum daha yeni başladı, yani Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | ،من أجل أن أكون عادلة الألفية بدأت للتو{\pos(200,220)} إذن، هذا ليس بالأمر الجلل{\pos(200,220)} |
Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بالأمر الجلل. |
Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر الجلل. |
Bana bir form doldurttular. Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | كان علي أن أملأ بعض الأوراق , ليس بالأمر الهام |
Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر المهم . |