| Ama Al o tırabzandan sarkıp... sana işaret edip bıçağınla yukarı çıkmanı istemedi. | Open Subtitles | إلا بعد خروجه لتوجيه اللوم إليك والإيماء لك بسكينك على الدرج |
| Sen bıçağınla, ve bende bu kuş evine yakın bir yerde saklanırım | Open Subtitles | أنت بسكينك وأنا سأختبئ بأمان قرب بيوت الطيور هذه |
| Sen, bıçağınla canavarın üstüne atlayacaksın ve işini bitireceksin. | Open Subtitles | ثم تقفز أنت بسكينك وتقتل الوحش بنفسك |
| Sonra sen bıçağınla atlayıp yaratığın işini bitireceksin. | Open Subtitles | بعد ذلك , تقوم أنت بوثبة مفاجئة و أنت ممسكاً سكينك و تقتل الوحش بمفردك |
| Sen bıçağınla ve bende bu kuş yuvasının yakınlarında bir yerde saklanırım. - Bu da kim? | Open Subtitles | أنت مع سكينك و أنا أختبئ في مأمن منه بالقرب من منازل الطيور تلك |
| bıçağınla çıkarttığın şu sesi. | Open Subtitles | تلك الضوضاء التي تصنعيها بسكينك |
| Küçük bıçağınla sana yapmayı öğrettiği şey buydu demek ki. | Open Subtitles | إذًا فهذا ما لقنتك فعله بسكينك الصغير |
| bıçağınla az kalsın alkolünü döküyordun. | Open Subtitles | كدت تكسر زجاجة الكحول بسكينك |