| Seni, keski ile bıçakladığım zaman neler olduğunu gördüm, Clark. | Open Subtitles | (رأيت ما حدث عندما طعنتك بذلك الإزميل يا (كلارك | 
| Seni bıçakladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | -أعتذر أنّي طعنتك | 
| Safra renginde, gerçekten de öyleydi geçen gün bıçakladığım adamdan bulaşmıştı. | Open Subtitles | كانت مغطاة بالعصارة الصفراوية, عصارة صفرواية حرفياً, من بواب طعنته ذلك اليوم. | 
| Hani seninle rastlaştığımız gün üç kez bıçakladığım herif. | Open Subtitles | ... في الليلة التي قابلتك فيها ... طعنته 3 مرات | 
| Seni bıçakladığım için çok üzgünüm kardeşim. Özür dilerim. Öyle yapmamam gerekirdi. | Open Subtitles | يؤسفني بحقّ طعني إيّاكَ يا أخي، آسف، لقد كان إثماً ما فعلت. | 
| Seni bıçakladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر عن طعني إيّاك. |