Biri bıçaklanmıştı, diğerinin kafası haşat edilmişti. | Open Subtitles | الأولى طُعنت. الأخرى تم تحطيم رأسها. |
Öncelikle bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | لقد طُعنت كليو اولاً |
Evet, evsiz bir kız bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | نعم، فتاة مُشرّده طُعنت |
Kurban, gözünden bıçaklanmıştı. Belirgin bir birikinti arıyoruz. | Open Subtitles | إذا طُعن الضحية في العين فنحنُ نبحث عن بحيرة كبيرة من الدم |
Bir kavgada arkadaşım bu şekilde bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | تباً, كان لدي صديقٌ طُعن كهذه. |
On yedi yıl önce, bir gardiyan yemek sırasında bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | منذُ 17 سَنَة مَضَت طُعِنَ صابطٌ خِلالَ الغَداء |
Ama o bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | لَكنَّه طُعِنَ. |
Walter Blount'un kız kardeşi tecavüz edilip, bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | شقيقة ( والتر بلانت ) تم الإعتداء عليها و طعنها |
Karın bölgesinden sekiz defa bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | لقد تم طعنها 8 مرات في البطن |
Tamam, kulübeye gittiğim gece Robbie bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | حسنًا، الليلة التي ذهبت بها للكوخ حينما طُعنت (روبي) بالعالم الحقيقي... |
Emma, böyle bir pusulayı son gördüğümde arkadaşım bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | (ايما)، أخر مرة رأيت فيها بوصلة كهذه طُعن حينها صديق ليّ |
Babam bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | لقدْ طُعن والدي |