Tom'a da hep aynısını yapıyordum o bıkıp beni terk edene kadar. | Open Subtitles | انا افعل ذلك بـ توم منذ الأزل حتى مل مني و رحل |
Belki de yaşamaktan bıkıp intihar etmek istemiştir. | Open Subtitles | مهلاً يا رفاق ربما مل الحياه و أراد الإنتحار- تلك فكره غبيه- |
Halk artık senin çığlıklarından bıkıp, evlerine döndüğünde... | Open Subtitles | عندما تسأم حشود العامة من صرخاتك َ وتعود إلى بيوتها |
Filmlerdeki hayalet gören kızlara yaptıkları gibi,benden bıkıp,başından atmayacaksın,değil mi? | Open Subtitles | أنت لن تسأم مني وتهجرني من أجل إحدى الفتيات التي ترى الأشباح فقط في الأفلام؟ |
İrlandalı kadınların her biri balık kokulu cinsel ayrımcılık ağızlarından bıkıp usandı. | Open Subtitles | لكل إمرأة إيرلندية مريضة وتعبت من رائحة فم السمك الجنسية |
Ama ben, isteklerinden ve neyi yapıp neyi yapamayacağımı söylemenden bıkıp usandım. | Open Subtitles | لكنني سئمت وتعبت من مطالبك وإخبارك لي ما أستطيع وما لا أستطيع عمله. |
Bence, tecavüzlerden ve cinayetlerden... bıkıp usanmış bir sürü insan var dışarıda... ve kanunu kendi elleriyle uygulayan bir adama sempati duyabilirler... bu adam siyah olsa bile. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك أناس كثيرون سئموا من الاغتصاب والقتل وسيكونون متعاطفين مع رجل طبق القانون بيديه |
Saçın senden bıkıp terk mi etti? | Open Subtitles | هل شعرك مل منك وبدأ يتركك ؟ |
Bir şeylerden bıkıp kendini uzaklara attığını biliyorum ama yuvana geri dönebilirsin. | Open Subtitles | أعلم أنك تسأم من الأمور وتهرب لكن يمكنك العودة. |
Pearl Harbor'ı ve oğlumun "ülkesi için canını nasıl verdiğini" tekrar tekrar duymaktan bıkıp usandım ve yoruldum artık. | Open Subtitles | لقد سئمتُ وتعبت لسماعي هذا الكلام مرات عديدة عن بيرل هاربر وعن إبني بأنهُ ضحى بحياته لأجل بلده |
Sehpa üstünde kambur çalışmaktan bıkıp usandım. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من العمل متحدّبًا على طوالة قهوة. |
Aynada sürekli gördüğün adamdan bıkıp usandığın için kestin. Ama unutuyorsun... | Open Subtitles | لأنّك سئمت وتعبت مِن النظر لصورتك في المرآة، لكنّك تنسى... |
Muhtemelen ihtiyarı rezil etmesinden bıkıp usanmışlardır. | Open Subtitles | من المُحتمل أنهم سئموا من إحراجها للرجل العجوز |
Ama bu toplum tacizlerden bıkıp kendi kendine inzivaya çekilmiş. | Open Subtitles | لكن الناس في هذا المجتمع ، سئموا المضايقات . لذلك قرروا عزل أنفسهم |