Yine sizi örnek alıyor derdim ama koridorda oturmaktan bıkkınlık geldi. | Open Subtitles | كنت لأقول أنها تقلدكِ مجددًا، ولكني مللت من الجلوس في الردهة |
Tek bildiğim, bu körlükten bıkkınlık geldiği. | Open Subtitles | ما أعلمه أننى قد مللت من كونى عاجز |
O filmi izlemekten bıkkınlık gelmişti bana. | Open Subtitles | لقد مللت من مشاهدة ذلك الفلم |
Yani, bakın, bir evliliğin yürümemesini neden olan şeyi anlamak için kapalı gözlü, plasebo kontrollü bir araştırmaya gerek yok. Saygısızlık, bıkkınlık, Facebook'ta aşırı zaman geçirmek, başkalarıyla seks yapmak. | TED | ماأعنيه,انظروا لا نحتاج دراسة عن السيطرة الوهمية,او التعمية المُضاعفة لنكتشف مالذي يجعل الزواج لا يكتمل قلة الأحترام,الملل قضاء الكثير من الوقت على موقع فيس بوك ممارسة الجنس مع أشخاص اَخرين |
Sürekli bir bıkkınlık içinde olmak gerekiyor. | TED | يجب أن تشعر بالقليل من الملل دائما حيال كل شيء. |
Aynı melodiyi söylerken akorlarımızda başıboş dolaşan sözler olmaz, ...bıkkınlık veren nakaratlar olmaz. | Open Subtitles | عندما نكون على نفس اللحن لا تلاحظ المخطئين بالحبال لدينا لا يمنع ان تكون تجاويف |
Akorlarımızda başıboş dolaşan sözler olmaz bıkkınlık veren nakaratlar olmaz... | Open Subtitles | لا تلاحظ المخطئين في الحبال لدينا لا يمتنع ان تصبح التجاويف |
Ya iyileşmelerine engel olan şey bu bıkkınlık ise? | Open Subtitles | ماذا لو أن هذا النوع من الملل يعيق شفاءه؟ |
Sizin onlara zorla giydirdiğiniz kalın bıkkınlık pelerinini üzerlerinden çıkarıp atacaklar. | Open Subtitles | سوف يمزقون عباءة الملل التي أجبرتهم بها |
Aynı melodiyi söylerken akorlarımızda başıboş dolaşan sözler olmaz, ...bıkkınlık veren nakaratlar olmaz. | Open Subtitles | عندما نكون على نفس اللحن لا تلاحظ المخطئين في الحبال لدينا ولا يمتنع ان تصبح التجاويف |