| Seni zehirlemek isteseydim, bunu bıldırcın çorbasını ziyan etmeden yapardım. | Open Subtitles | إن أردت أن أسمِّمَك، ما فعلت ذلك بشوربة السمان الشهيّة |
| Bana güvenebilirsin. Bu şeyleri biliyorum. Bunlar bıldırcın yumurtası. | Open Subtitles | يمكنك أن تثقي بي , أنا أعرف هذه الأشياء هذه بيض السمان |
| Ben bıldırcın gözüne devam edeceğim. | Open Subtitles | شكراً لك سوف أكتفي بأكل كرات أعين طائر السمان |
| Yabani bıldırcın eti zehirleyici olabilir rabdomiyolize neden olabilir ki bu da, ağrısını da yüksek CK seviyesini de açıklar. | Open Subtitles | السمّان البرّي قد يكونُ ساماً ويسبب الانحلال الليفي العضلي مما يفسّر ألمه |
| Yer mantarları hemen hemen her bıldırcın yemeğiyle iyi gider çünkü tadı güçlendirirler. | Open Subtitles | الكمأ يأتي بشكل ممتاز تقريباً مع أي طبق سمّان لأنه ينعش المذاق السلس |
| Gine tavuğu, bıldırcın, keklik, hindi, güvercin, sülün. | Open Subtitles | دجاج حبشي, سمان, حجل طائر, ديك رومي, حمامة, تَدْرُج. |
| Erken geliyor demişken, gelecek ay bıldırcın sezonu. | Open Subtitles | بالحديث عن الباكر الشهر القادم هو موسم السمن |
| Başlangıç olarak soslu bıldırcın ve yanında mantar. | Open Subtitles | حسنا , كبداية هل لديكم صدور السمان مع المشروم المدخن ؟ |
| Rick, hafta sonunda bıldırcın avına gideceğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني ريك بأنه ذاهب لصيد طير السمان في نهاية الأسبوع |
| ve ızgara ekmek salatasıyla... odun ateşinde pişmiş bıldırcın... yanında da ağaç mantarı. | Open Subtitles | " و فطر "دجاجة الغابة وطير السمان البري المحمّر مع سلطة الخبز المشوي |
| Az önce 20 dakikalık bir -iyi dinle- bıldırcın avcılığı konuşması dinledim. | Open Subtitles | لكنني قضيت 20 دقيقة أتحدث عن صيد طيور السمان |
| bıldırcın avlamaya çocukken başlamıştım,senatör. | Open Subtitles | حسناً, لقد تعلمت صغيراً أن أقنص طائر السمان سيدي السيناتور |
| Baba, petrol zenginiydi, Hearst tarzında ona benzemek için bir Xanadu inşa etti, sonra, bıldırcın avlarken öldü. | Open Subtitles | كان الولد أحد أقطاب صناعة النفط و هو من نوع هيرست لقد بنى هذه الجنة , و توفي و هو يصيد السمان |
| Yine mi bıldırcın yumurtası yiyorsun hayatım? | Open Subtitles | ارى بأنك عدت لتناول بيض السمان ، يا عزيزتي؟ |
| Bazı nedenlerden dolayı, bıldırcın yumurtasını herşeyden çok istiyorum. | Open Subtitles | لسبب ما انا افضل بيض السمان اكثر من اي شيء اخر |
| - Ayak altında olmayacağız sadece bıldırcın avlıyoruz. | Open Subtitles | -أجل -وسنبتعد عن طريقكم -نقنص السمّان فحسب |
| Onlara petrol üzerinden değil bıldırcın üzerinden ödeme yapacağım! | Open Subtitles | لن أعطيهم أسعار النفط بل أسعار السمّان |
| Yer mantarı neredeyse her türlü bıldırcın servisinde baş köşededir çünkü kuşun lezzetinin daha da iyi olmasını sağlar. | Open Subtitles | الكمأ يأتي بشكل ممتاز تقريباً مع أي طبق سمّان لأنه ينعش المذاق السلس |
| bıldırcın, devekuşu, tavuk var. | Open Subtitles | هذا سمان وطائر الأيمو، وتلك دجاجة |
| Şu bıldırcın yumurtalı tartardan on dört tane falan yedim bile. | Open Subtitles | لقد أكلت تقريبًا 14 طبقًا صغيرًا من الطرطار مع بيضة السمن الصغيرة |
| Ancak doğru bıldırcın biraz etli olmalı yoksa kuru tatsız tuzsuz bir şey olur. | Open Subtitles | لكنك بحاجة للسمّان المناسب. لا بد أن يكون سميناً و إلاّ سيجف بسهولة كبيرة |
| bıldırcın otu olabilir. | Open Subtitles | حسناً، إنه الـ(بيش) |
| Masa 9 için bir bıldırcın ve dilbalığına ihtiyacım var. Tamam, başlayalım beyler. | Open Subtitles | أريد سماناً و سمك موسى للطاولة 9 حسناً, فلننطلق, يا شباب |
| Ben bıldırcın avlıyorum, Jeremy! | Open Subtitles | أنا أصيد السمانة يا ـ جيريمي ـ عددها كبير جداً في هذا الإقليم |