"bırakıldı" - Translation from Turkish to Arabic

    • سراحه
        
    • سراح
        
    • تُركت
        
    • تركوا
        
    • تُرك
        
    • سراحها
        
    • أو يعتقل
        
    • الإفراج عنه
        
    Bence masum olduğu ve polisler tezgah yaptığı için serbest bırakıldı. Open Subtitles أعتقد أنه تم أطلاق سراحه لأنه كان بريء والشرطة قاموا بتوريطه
    Emniyet onun bu işte temiz olduğunu düşünüyor. Kefaletle serbest bırakıldı. Open Subtitles ان القسم يعتقد انه نظيف من هذه الجريمة لقد اُطلق سراحه بكفالة
    Eşin 1 saat önce serbest bırakıldı. Yakında burada olur. Open Subtitles تمّ إطلاق سراح زوجتك منذ حوالي الساعة ستكون هنا قريباً
    Para cezasını ve rüşveti ödedikten sonra 1 ay içerisinde ailem serbest bırakıldı. TED وبعد أن دفعت الغرامة والرشوة، تم إطلاق سراح عائلتي بعد شهر،
    Bunları biz satmadık. Buraya bırakıldı ve daha alınmadı. Open Subtitles لم نبِع هذه العرائس يوماً، لقد تُركت هنا ولم تُؤخذ أبداً
    O kızcağız tek başına bırakıldı, yapayanlız ve Saray'da kimse yok! Open Subtitles لقد تركوا الفتاة لوحدها، إنها وحيدة هناك والمكان فارغ
    Sonunda saçını çatalla kesmeye bırakıldı ki yapılacak iş değil. Open Subtitles تُرك وهو يحاول قص شعره عن طريق الشوكة و الذي بالتأكيد لايمكن القيام به
    Tituba Mayıs ayına kadar gözaltında tutuldu ve daha sonra serbest bırakıldı. TED أُبقيت تيتيوبا محتجرة حتى ماي، ثم أطلق سراحها.
    Delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Arkası kuvvetli. Havucu kullan. Open Subtitles : أطلق سراحه لعدم كفاية الأدلة مؤثر , لابد أن يعامل برفق
    Ve suçsuz bulunup serbest bırakıldı ve gerçek suçluyu yakaladılar. Open Subtitles ثم أثبت براءته وأطلقوا سراحه ثم أمسكوا بالمجرم الحقيقي
    Dr. Schenck 1953'te Sovyetlerce serbest bırakıldı. Open Subtitles الدّكتور شينك أطلق سراحه في 1953 من قبل السوفييت
    General Wilhelm Mohnke 1955'te Sovyetlerce serbest bırakıldı. Open Subtitles ويلهيلم مونك أطلق سراحه من قبل السوفييت في 1955
    Geçen sene Ekim ayında yirmi bir kız serbest bırakıldı. TED تم إطلاق سراح إحدى وعشرين فتاة في أكتوبر من العام الماضي.
    Cezalar değiştirildi, mahkumlar serbest bırakıldı ve tutuklamalar durduruldu. TED وعُدلت العقوبات، وأُطلق سراح السجناء، وتوقفت الاعتقالات.
    Müttefik tutsaklar serbest bırakıldı. Open Subtitles قام الحلفاء بأطلاق سراح سجنائهم من المدنيين
    Sonra da yalnız bırakıldı, gitgide artan bir korku ile, kralına sahip çıkması için. Open Subtitles بعدها تُركت وحيدة لتخدم الملك بخوف
    Sonra da yalnız bırakıldı, gitgide artan bir korku ile, kralına sahip çıkması için. Open Subtitles بعدها تُركت وحيدة لتخدم الملك بخوف
    O kızcağız tek başına bırakıldı, yapayanlız ve Saray'da kimse yok! Open Subtitles لقد تركوا الفتاة لوحدها، إنها وحيدة هناك والمكان فارغ
    Oracıkta can verip, cesetleri yol kenarına bırakıldı. Open Subtitles لقد ماتوا فى الحال ، و تركوا على جانب الطريق
    Ya ocak açık bırakıldı ve su taştı. Open Subtitles كما لو أن الموقد تُرك يعمل وأن الماء تبخر
    İfadesi için buraya getirildi ve sonra bırakıldı. Open Subtitles لقد تمّ جلبها هنا للإدلاء بشهادتها و من ثمة أطلقوا سراحها
    Her gün birileri hapse konuldu, birileri bırakıldı. Open Subtitles كل يوم؛ كان يُزجّ أحدهم في السجن أو يعتقل
    Biliyorum ama aslında bir yanlış anlamaymış. Serbest bırakıldı. Open Subtitles أعلم، لكنّ اعتقاله كان سوء تفاهم، وتم الإفراج عنه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more