Bozuşmaya bakılırsa ceset 1 hatfa ila 10 gün kadar önce açık havaya bırakılmış. | Open Subtitles | إن انحلال البقايا يشير إلى أن الجثة تُركت في العراء لمدة تتراوح بين الإسبوع و العشرة أيام |
Bu durumda, yarı kamusal bir alanda bırakılmış genel bir alet sabotajdan çok beceriksizliğin sonucudur. | Open Subtitles | أدوات مشتركة تُركت في مكان عام وفي حالة قد تكون نتائجها عاجزة بدلا من التخريب |
Bu bana bırakılmış ve üzerinde senin parmak izlerin var. | Open Subtitles | تُرك هذا لي، وبصمات أصابعكِ منتشرة عليه. |
O işaret, Depo ajanları bulsun diye orada bırakılmış. | Open Subtitles | الرمز تُرك هناك تحديداً ليتم ايجاده عن طريق عملاء المستودع |
Cinayet. Evde kimse yok. Anahtar ön taraftaki verandada bırakılmış. | Open Subtitles | قتل ، لا أحد بالمنزل المفتاح متروك عند الباب الأمامي |
Kane rehin alınmış ve beş gün sonra serbest bırakılmış. | Open Subtitles | تم أحتجاز كين كرهينه و أطلق سراحه بعد خمسه أيام |
Onun çalışma odasına bırakılmış bir içki şişesinin üzerinde ölmüş bir adamın parmak izlerini buldum. | Open Subtitles | لقد حددت أنّه كانت هناك بصمات رجل ميت على قنينة خمر تُركت في مكتبتها. |
Bakın, bu sözcükler olay mahallinde bırakılmış. | Open Subtitles | إسمع، هذه كلماتُك تُركت في مسرح الجريمة. |
O araç burada terk edilmiş ve başka bir tane hemen iki blok ötede çalınmış ve o da tren garında bırakılmış. | Open Subtitles | مباشرة خارج مقر الشرطة بعدها السيارة تُركت هنا ، وأخرى سُرقت على بعد مبنيّن وتُركت خارج محطة القطار هنا |
Fakat çoğu çiftlik tamamen kendi haline bırakılmış. | Open Subtitles | لكن الكثير من المزارع قد تُركت تماماً للقيام بما يحلو لها |
Hatta, işimizin daha kârlı parçaları dokunulmadan ve görünüşe göre keşfedilmeden bırakılmış. | Open Subtitles | فى الحقيقة, جميع الأجزاء المثمرة فى العمل تُركت بدون مس وغير مكتشفة على مايبدو. |
Bu radyo cep evrende biz bulalım diye bırakılmış. Ama frekans göstergesi sıkıştırılmış. | Open Subtitles | لقد تُرك لنا هذا الراديو في الجيب الكوني لكن قرص المُوالفة قد تمّ تعليقه. |
Nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu, veya evrenimizin varoluşunu açıklayan bir not olmadan, kapı önüne bırakılmış bir bebek gibi. | Open Subtitles | كطفل لقيط تُرك على عتبة أحد المنازل دون أي ملاحظة لتدلنا من أين أتينا؟ |
Nehrin kıyısında bırakılmış kancalardan kimse şüphelenmeyecektir. | Open Subtitles | لن يشكّ أحد في طُعم صيد تُرك في قاع النهر |
Cinayet. Evde kimse yok. Anahtar ön taraftaki verandada bırakılmış. | Open Subtitles | قتل ، لا أحد بالمنزل المفتاح متروك عند الباب الأمامي |
Bu mesaj Shana'ya birkaç gün önce bırakılmış ve başına geleni hemen hemen özetliyor gibi. | Open Subtitles | هذا متروك في بريدها الصوتي قبل أربعة أيام ويصف كثيراً ما حدث لها |
Bu dosyaya göre, onun aylar önce serbest bırakılmış olması gerekiyor. | Open Subtitles | طبقاً لهذا الملف كان ينبغي أن يطلق سراحه منذ أشهر |
Görüldüğü kadarıyla Bay Teruggi, sıkıyönetim ihlali nedeniyle tutuklanmış ve stadyuma getirilmiş ve sonra serbest bırakılmış ve jandarma geç saatlerde onu caddede ölü bulmuş. | Open Subtitles | من الواضح أن السيد تيروجي قبض عليه بسبب انتهاكه حظر التجول، واحتجز في الاستاد ثم اطلق سراحه |
Havaalanına gittim. Sahipsiz valizler vardı. Kenara bırakılmış, öylece duruyordu. | Open Subtitles | لذلك ذهبت إلى المطار، ولديهم أمتعة متروكة بالجوار، متروكة هناك |
Yabancı bir yerde yabancılarla büyümeye bırakılmış bir yabancı. | Open Subtitles | غريبة بمكان غريب تُركتْ لتربو مع غرباء |
Kısa bir süre sonra şüpheli ikinci yaralı,... ..civardaki bir hastanede bırakılmış olarak bulundu. | Open Subtitles | في وقت لاحق بأحد المستشفيات القريبة، تم ترك أحد المتهمين المصابين فيه |
Babanızın fermanından kurtulsun diye nehre bırakılmış. | Open Subtitles | لقد تم وضعه فى الماء لإنقاذه من المرسوم الذى أصدره والدك |
Özellikle yolun kenarında bırakılmış olanlar. | TED | خاصةً أولئك الذين تركوا على جانب الطريق. |
Silah oraya, cinayet öncesi ya da hemen sonrasında bırakılmış olmalı. | Open Subtitles | لابدّ من أنه تمّ التخلص من المسدس قبل ذلك أو بعد جريمة القتل مباشرة |
sahnenin arkasında iki kanıt bırakılmış. | Open Subtitles | هذا جزئيا بسبب الدليل الرئيسي ترك في المشهد. |