Zira kendi kendine balık tutması için suya bırakılmamalı. | Open Subtitles | التى كانت لا يجب أن تُترك فى الماء لتصطاد بمفردها |
Güvenliği iki katına çıkarmalısın. Prenses asla yalnız bırakılmamalı. | Open Subtitles | يتحتّم أن تُضاعفي حراستك، وتحت أي ظرفٍ، لا تُترك الأميرة وحدها. |
Yanız bırakılmamalı. | Open Subtitles | يجب ألا تُترك لوحدها |
Diyorum ki, onun için elimizden ne gelirse yapmalıyız Jess şu anda yalnız bırakılmamalı. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic} حسنٌ، علينا أن نبذل قصارى جهدنا من أجلها، لا يُمكن أن تُترك (جيس) وحيدة الآن. |