Ama geride tüneller bırakmışlardı aylarca yaşadıkları ve çalıştıkları bütün bu boş yerler. | Open Subtitles | لكنّهم تركوا خلفهم هذه الأنفاق, كل هذه المساحات الخالية التي كانوا يعيشون و يعملون فيها لشهور. |
Annemle babam bana bakman için yeterince para bırakmışlardı. | Open Subtitles | أمي وأبي تركوا لك أموال كافية للإعتناء بي |
Kasayı tezgahın üstünde bırakmışlardı. | Open Subtitles | لقد تركوا صندوق المال هناك على المنضدة |
Burada El-Majallah'da resmi yalanlamaya rağmen askerler parmak izlerini çölün her tarafına bırakmışlardı. | Open Subtitles | هنا في "المعجلة"، رغم الإنكار الرسمي، تركوا بصماتهم متناثرة في الصحراء. |
Kardeşimin dolabına, bıçaklanmış bir bebek bırakmışlardı. | Open Subtitles | تركوا دمية مشنوقة فى خزانة أختى |
Ejderha Birliklerinin Ehrengard'da olduğunu duyduk ve elimizden geldiğince çabuk toplandık ama onlar artlarında çoktan parçalanmış adam, kadın ve çocuklardan oluşan bir iz bırakmışlardı. | Open Subtitles | "وصلتنا معلومات أن فيلق "دراجون "يسير بإتجاه "ايرنجارد وتجمعنا بأسرع ما أمكننا ولكنهم بالفعل تركوا أثارهم بذبج الرجال، النساء والأطفال |
Memleketteki aileleri için mektup bırakmışlardı. | Open Subtitles | تركوا رسائل لأسرهم في الوطن. |
- Pasaportlarını bırakmışlardı. | Open Subtitles | - تركوا جوازات سفرهما- |