Aklıma gelmişken, yeni eğitim programım yüzünden bir dersi bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | هذا يذكرني بأنه مع جدول التدريب الجديد سيكون عليّ ترك مقرر دراسي |
Telefonumu evde bırakmak zorunda kaldım çünkü kızın mikrofonlara karşı alerjisi var. | Open Subtitles | وقد كان عليّ ترك الهاتف في المنزل لأنها حساسة تجاه تواجد الميكروفونات |
Midem biraz bulandı ve çalılıkların içine kustum elbisem filan kirlendi arabamı orada bırakmak zorunda kaldım sonra da taksiyle geldim. | Open Subtitles | وثم شعرتُ بالغثيان وتقيأتُ على بعض الشّجيرات، وثم أتسخ فستاني، فتوجب عليّ ترك السيارة هُناك وأجرتُ سيارة أجرة لهنا. |
İnsanlar beni tanısın diye bıyık bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت إلى زرع هذا الشارب حتى يتعرف علي الناس |
Bay Sweeney'in temsil işini ortağıma bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت إلى التخلي عن تمثيل السيد سويني كي يتولى شريكي القضية |
İnsanlar beni tanısın diye bıyık bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت إلى زرع هذا الشارب حتى يتعرف علي الناس |
Bu nedenle ilk hayalimi bırakmak zorunda kaldım, ve ikincisi üzerine odaklandım." | TED | لذا توجّب عليّ ترك حلمي الأول، وركّزت على الثاني." |