Neden birisi tüm bir uygarlığı yok etsin, fakat inanılmaz gelişmiş teknoloji ürünü bir şeyi dokunmadan bıraksın? | Open Subtitles | لماذا يريد شخص ما تدمير حضارة بكاملها لكن يترك قطعة واحدة من التقنية المتقدمة سليمة؟ |
Hiç mantıklı değil. Bunca zaman dikkatli davrandıktan sonra geride niçin kasete kaydedilmiş bir delil bıraksın ki? | Open Subtitles | لا يبدو هذا منطقيّاً، بعد كونه حذراً جدّاً لفترةٍ طويلة، لم يترك دليلاً مسجّلاً؟ |
Ama neden kurbanın cesedini bize bıraksın? | Open Subtitles | ولكن لم قد يترك جثّة الضحيّة لنا؟ هذه سابقة أولى |
Ve istemem arkada bıraksın -- Son pamuk balyanızı toplayalı bayağı olmuş galiba, değil mi? | TED | ولا أريده أن يتركني لقد مضى وقت طويل مذ كنا نقطف القطن هناك أليس كذلك؟ |
Söyle, benim için üzülmeyi bıraksın. Kendi emekliliğine mal olur. | Open Subtitles | اخبره ان يتوقف عن الجزن علىّ سيؤثر هذا فى معاشه |
kendi işine baksın da zavallı kızı rahat bıraksın. | Open Subtitles | دعه يهتم بشؤونه ويترك الفتاة الفقيرة لوحدها |
Şunu anlatsana niye dedesi sana değerli bir antikayı bıraksın ki? | Open Subtitles | ساعدني في هذا لماذا سيترك لك جدها المتوفي تلك التحفة الثمينة؟ |
Herkes ne yapıyorsa bıraksın; hemen kontrol odasına dönün. | Open Subtitles | كل شخص يترك ما يفعله, ويرجع الى غرفة التحكم فوراً. |
Senin gibi bir fıstığı neden bıraksın ki? | Open Subtitles | و الآن ، أخبرينى لم يترك مؤخرة لطيفة مثلك ؟ |
Sakat gidince söyle engelli park kartını da bıraksın. | Open Subtitles | واخبره أن يترك تصريح إيقاف سيّارته بفسحة المعاقين بالمكتب قبل مُغادرته. |
Evet, olabilir, peki arabasını neden bıraksın? | Open Subtitles | أجل، يُمكن أن يكون كذلك، لكن لمَ يترك السيّارة بعد ذلك؟ ربّما غادر مع شخص آخر. |
Ama benim için grubunu bıraksın diye hiç cinsel yönlendirme yapmadım. | Open Subtitles | لكنني لم أتلاعب بأحدهم عاطفيا أبدا حتى أن يترك فرقته من أجلي |
Bir gecenin yarısında niye küçük bir kızı arabada yalnız bıraksın? | Open Subtitles | لماذا قد يترك اى شخص طفلة صغيرة وحيدة فى سيارة ليلا ؟ |
Cabe beni bir bıraksın, bal porsuğu gibi tepeleyeceğim seni. | Open Subtitles | عندما يتركني كايب،فأنا عليك مثل العسل على فرو غرير |
Ve siz de: İstemem ardında bıraksın beni. | TED | وأنتم تغنون : لا يريد أن يتركني لوحدي |
- Ya kameramanın. - Kafeini bıraksın, o iyi. | Open Subtitles | ماذا عن مصوري يا سيدي دعه يتوقف عن تناول الكافيين، لا بأس به |
Ben o kitabi birşeylerle uğraşması için verdimki bize gelmeyi bıraksın ama şuna bakarsan bizim başımızı ağrıtıor. | Open Subtitles | أعطيته شيئاً ليفعله حتى يتوقف عن المجىء الى هنا ليزعجنا |
Neden silahını alıp alyansını bıraksın ki? | Open Subtitles | لمَ قد يحتاج لأخذ أسلحته ويترك خاتم زواجه؟ |
Bakın, zorlamak istemem ama saatini neden sizde bıraksın? | Open Subtitles | اسمعي، لا أقصد التطفل لكن لماذا سيترك ساعته معكِ؟ |
Evet, "buraya giren kim ise umutlarını bıraksın." | Open Subtitles | نعم ، تخلوا عن كل الآمال يا من تدخلون هنا |
Sorun değil. İki günde 20.000 dolar getirecek. Herkes Cooper'ı yalnız bıraksın. | Open Subtitles | هذا العمل سيربحنا عشرين ألف في يومين أتركو كوبر لوحده. |
Söylemek istediğim tek şey herkes artık yalan söylemeyi bıraksın. | Open Subtitles | كل ما أريد أن أقوله هو أن يكف الناس عن الكذب |
- Nick çocuk yapalım diye beni zorlayıp duruyor - Benimse bacaklarımı tras etmeye bile vaktim y ok - O zaman traş etme seni rahat bıraksın | Open Subtitles | و انا ليس لدى وقت حتى لكى اهز ارجلى توقفى عن حلاقتها و سوف يتركها و شأنها |
Silahını bıraksın ve ikinci bir emre kadar binayı terk etsin. | Open Subtitles | عليها تسليم سلاحها ومُغادرة المبنى حتى إشعار آخر |
Bence Sarah bu işi bize bıraksın ve Bilgisayar'ı geri kazanma yolunda nasıl azimli olduğumuzu görsün. | Open Subtitles | أعتقد أن(سارة)عليها أن تدعنا نعاج هذا بأنفسنا نظراً لأننا قررنا أن هذه هي الطريقة الوحيدة التي سوف تجعلني أعيد تشغيل التداخل |