Bu adamlar profesyonel, neden bir tanık bıraktıklarını bilemiyorum. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال محترفون لكن لا أعلم لماذا تركوا شاهدة وراءهم |
İnsanlara dünyaya iz bıraktıklarını düşündürtmek için. | Open Subtitles | ليجعل الناس يظنون إنهم تركوا .علامة فارقة في العالم |
Gece parayı araçta nasıl bıraktıklarını anlat onlara. | Open Subtitles | أخبرهم كيف تركوا الشاحنة بالخارج طوال الليل و النقود بداخلها. |
Size Andy'nin iyi dövüştüğünü ve kızkardeşlerin onu bıraktıklarını söyleyebilmeyi isterdim. | Open Subtitles | أتمنى أن أقول أندى استطاع منعهم و أن الأخوات تركوه |
Ama orada canlı bıraktıklarını öğrenirlerse yıkılırlar. | Open Subtitles | وسيشعروا بالدمار لو علموا أنهم تركوه هناك حياً |
Arabayı nereye bıraktıklarını,maskeleri nereye sakladıklarını. | Open Subtitles | ومكان السيارة التي تركوها مكان اخفاء الاقنعة |
O kurşun olmalı. Abby, onu içeride bıraktıklarını söylemişti. | Open Subtitles | لابد أن تكون الرصاصة لقد قالت انهم تركوها هناك |
Bana geceleri hiçbir sebep olmadan parayı dışarıda bıraktıklarını boşuna söylemedin. | Open Subtitles | إنك لم تخبرني بإنهم تركوا الشاحنة في الخارج عبطاً. |
Öyle olmasa bile, okuduğum kitap Altera'lıların geride bir uygarlık bıraktıklarını anlatıyor. | Open Subtitles | يشير الكتاب إلى أن شعب ((آلتيرا)) تركوا وراءهم حضارة |
Ve kaçış yolunu bulmasaydım onların kapıyı ardına kadar açık bıraktıklarını gördüğümde hamlemi yapmasaydım, şimdi kesinlikle ölü olurdum. | Open Subtitles | وإذالمأجدطريقةللهرُوب, وإذا لم أكن قد قمت بأي تصرف عندما رأيتهم قد تركوا الباب مفتوحاً لى كُنت سأكون فى حكم الموتى الآن! |
Bana bir sinyal bıraktıklarını gördüm. Otobüs durağına bağlanmış | Open Subtitles | رأيتهم تركوا لي إشارة |
Gemilerini Repton'da bıraktıklarını mı söylemiştin? | Open Subtitles | - أقلت أنهم تركوا قواربهم في (ريبتون)؟ |
Ailesinin fidyesini ödediğini ve onu serbest bıraktıklarını söyledim ama yalandı. | Open Subtitles | قلت بأن رجاله دفعوا فديته و بأنهم تركوه يذهب , لكني كنت أكذب |
Onu mürettebatla bıraktıklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنّهم تركوه مع الطاقم |
kararsız, sonuçsuz bıraktıklarını çözmek. | Open Subtitles | وهي حل هذة المشاكل التي تركوها |
O da geride bıraktıklarını buraya getirmiş. | Open Subtitles | وبعدها أحضرت الأشياء التي تركوها |
Onu neden sağ bıraktıklarını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعلم لم تركوها على قيد الحياة |