"bağışlayıcı" - Translation from Turkish to Arabic

    • متسامح
        
    • متسامحاً
        
    • متسامحة
        
    • رحيمة
        
    • الرحيم
        
    • التسامح
        
    • تسامح
        
    • تسامحاً
        
    • مسامحة
        
    • غفران
        
    • متبرع
        
    • رحيم
        
    • الرحمن
        
    • مغفرة
        
    • مسامح
        
    Ama biz de bazen fazla bağışlayıcı olamıyoruz. Open Subtitles لا شك أنها كانت خاطئة، لكن في بعض الأحيان نحن لسنا متسامح جدا.
    İkinci şekersiz latteni daha içmedin. Seni bağışlıyorum çünkü bağışlayıcı havamdayım. Open Subtitles لا بأس لأنك لم تتناولي قهوتك المفضلة بعد سأسامحك لأن مزاجي متسامح اليوم
    Ama bence bağışlayıcı olmanın İyi bir baba olmakla alakası var Open Subtitles لكنّي أتصوّر أن تكون متسامحاً له علاقة بأن تكون أباً صالحاً
    Alakası yok belki ama, Judson gibi harika biriyle birlikteyken bile bağışlayıcı olmalısın. Open Subtitles منذ أن اصبحت مع جادسون الذي هو مثالي لَكنَّك يجب ان تكوني متسامحة على الأقل
    Doğa... bağışlayıcı bir sevgilidir... ve seni yanına almasına... daha biraz zaman olabilir. Open Subtitles الطبيعة الأم رحيمة جداً وربما تبقين على قيد الحياة لبعض الوقت قبل أخذها أمانتها
    bağışlayıcı ve büyük Allah'ın adıyla... şahidim ki tek bir Tanrı vardır. Open Subtitles بسم الله الرحمن الرحيم أشهدُ أنَ لا إلهَ إلا الله
    Ve sizi uyarayım, biri sözleşmeyi bozarsa bağışlayıcı değilimdir. Open Subtitles وأحذركِ، من أنني عديم التسامح مع من يفسخ عقداً معي
    Ama ne şanslıyım ki yakında gelinim olacak kişi çok bağışlayıcı bir kişi. Open Subtitles ولكن لحسن حظى قريباً ستكون زوجه إبنى تسامح كثيراً
    Öte yandan karım, benim kadar bağışlayıcı değil. Open Subtitles زوجتي، من ناحية أخرى حسناً، حسناً، فهي أقل تسامحاً
    Sen bağışlayıcı nazik, ruhu güzel bir insansın ve sende sevmiştin Max'i bir zamanlar. Open Subtitles أنت مسامحة . لطيفة ، ذات روح جميلة و قد أحببته مرة
    Eh, çok bağışlayıcı bir tavır sizinki pratik olarak sizi kız kardeşini öldürmekle suçladığını düşününce. Open Subtitles هذا بالتأكيد غفران كبير من ناحيتك نظرا لكونها اتهمتك فعليا بقتل اختها
    Ama bir kan bağışlayıcı bulmak, çok zor. Open Subtitles ولكي أجد متبرع مطابق, أمر مستبعد تماماً.
    "iyi bir doktor... bağışlayıcı bir rahip... ve akıllı bir muhasebeci. " Open Subtitles طبيب جيد كاهن متسامح,و محاسب ذكي
    "İyi bir doktora, bağışlayıcı bir rahibe..." Open Subtitles طبيب جيد كاهن متسامح,و محاسب ذكي
    Sadece umabilirim ki kader benim için ne planladıysa sevdiğim insanlara karşı bağışlayıcı ve nazik olsun. Open Subtitles و اتمنى, مهما يخبئ لي القدر أن يكون لطيفاُ و متسامحاً مع الاشخاص الذين أحب
    Böyle bir şey yapamam. O kadar da bağışlayıcı değilim. Open Subtitles لا أستطيع فعل ذلك فأنا لست متسامحة لتلك الدرجة
    - Ben hepinizi öldürelim dedim ama önderimiz bağışlayıcı biri. Open Subtitles لقد ناقشتها على موتكم جميعاً، ولكن القائدة رحيمة
    Aramızdan ayrılan sevgili kardeşimizin bedenini ateşe vererek ruhunu bağışlayıcı Tanrımızın merhametli ellerine emanet ediyoruz. Open Subtitles نودع بين يدي الرحيم روح أخانا الفقيد ونرسل جسده لتفنيه النيران
    Kardeşininde böyle bağışlayıcı olmasını dilerdim. Open Subtitles أتمنّى لو أنّ أختكِ في مثل هذا التسامح.
    Eğer Hanna'nın arkadaşıysan çok bağışlayıcı olabiliyor. Open Subtitles عندما تكون صديق (هانا) فإنها تسامح كثيراً
    Balık, en bağışlayıcı burçtur. Open Subtitles برج الحوت الأكثر تسامحاً من بين الأبراج
    - Su daha bağışlayıcı oldu. Open Subtitles المياه كان مسامحة لي بعض الشيء
    1450'lerde geçiyor, Katolik kilisesinin paraya ihtiyacı vardı, ve bu yüzden günahlar için bağışlama kağıdı bastılar -- bunlar, "bağışlayıcı" olarak isimlendirilen ve bir parça kağıt üzerinde elleriyle yazdıkları şeylerdi. TED تبيّن أنه في أعوام 1450، أرادت الكنيسة الكاثوليكية المال، لذا فقد طبعوا تساهيل -- في الواقع كتبوا بأيديهم هذه الاشياء المسماة تساهيل، التي هي صكوك غفران من الورق.
    Çatışmada arkadaşlarının yaralandığını görünce bağışlayıcı olmaya karar vermiş olabilir. Open Subtitles من الممكن انه قرر أن يصبح متبرع بعد رؤيته لزملائه الجنود يسقطون جرحى في القتال
    Bu Tanrı yok anlamına gelmiyor. Gerçekten bağışlayıcı olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles لا يعني هذا أنّ الرب غير موجود بل يعني أنّه رحيم فعلاً
    Ondan daha bağışlayıcı kimse görmedim. Open Subtitles لم أقابل من هو أكثر منها مغفرة ومُسامحة للغير
    Ama savunmasız durumdaki kuzeninden yararlandığını öğrenirse pek bağışlayıcı olmayacaktır. Open Subtitles ولكن الصديق لن يكون مسامح جدا لصديق اخر استغل ابنة عمه الصغيره الضعيفه ايضا انا احب قدمي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more