| Ama biz de bazen fazla bağışlayıcı olamıyoruz. | Open Subtitles | لا شك أنها كانت خاطئة، لكن في بعض الأحيان نحن لسنا متسامح جدا. |
| İkinci şekersiz latteni daha içmedin. Seni bağışlıyorum çünkü bağışlayıcı havamdayım. | Open Subtitles | لا بأس لأنك لم تتناولي قهوتك المفضلة بعد سأسامحك لأن مزاجي متسامح اليوم |
| Ama bence bağışlayıcı olmanın İyi bir baba olmakla alakası var | Open Subtitles | لكنّي أتصوّر أن تكون متسامحاً له علاقة بأن تكون أباً صالحاً |
| Alakası yok belki ama, Judson gibi harika biriyle birlikteyken bile bağışlayıcı olmalısın. | Open Subtitles | منذ أن اصبحت مع جادسون الذي هو مثالي لَكنَّك يجب ان تكوني متسامحة على الأقل |
| Doğa... bağışlayıcı bir sevgilidir... ve seni yanına almasına... daha biraz zaman olabilir. | Open Subtitles | الطبيعة الأم رحيمة جداً وربما تبقين على قيد الحياة لبعض الوقت قبل أخذها أمانتها |
| bağışlayıcı ve büyük Allah'ın adıyla... şahidim ki tek bir Tanrı vardır. | Open Subtitles | بسم الله الرحمن الرحيم أشهدُ أنَ لا إلهَ إلا الله |
| Ve sizi uyarayım, biri sözleşmeyi bozarsa bağışlayıcı değilimdir. | Open Subtitles | وأحذركِ، من أنني عديم التسامح مع من يفسخ عقداً معي |
| Ama ne şanslıyım ki yakında gelinim olacak kişi çok bağışlayıcı bir kişi. | Open Subtitles | ولكن لحسن حظى قريباً ستكون زوجه إبنى تسامح كثيراً |
| Öte yandan karım, benim kadar bağışlayıcı değil. | Open Subtitles | زوجتي، من ناحية أخرى حسناً، حسناً، فهي أقل تسامحاً |
| Sen bağışlayıcı nazik, ruhu güzel bir insansın ve sende sevmiştin Max'i bir zamanlar. | Open Subtitles | أنت مسامحة . لطيفة ، ذات روح جميلة و قد أحببته مرة |
| Eh, çok bağışlayıcı bir tavır sizinki pratik olarak sizi kız kardeşini öldürmekle suçladığını düşününce. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد غفران كبير من ناحيتك نظرا لكونها اتهمتك فعليا بقتل اختها |
| Ama bir kan bağışlayıcı bulmak, çok zor. | Open Subtitles | ولكي أجد متبرع مطابق, أمر مستبعد تماماً. |
| "iyi bir doktor... bağışlayıcı bir rahip... ve akıllı bir muhasebeci. " | Open Subtitles | طبيب جيد كاهن متسامح,و محاسب ذكي |
| "İyi bir doktora, bağışlayıcı bir rahibe..." | Open Subtitles | طبيب جيد كاهن متسامح,و محاسب ذكي |
| Sadece umabilirim ki kader benim için ne planladıysa sevdiğim insanlara karşı bağışlayıcı ve nazik olsun. | Open Subtitles | و اتمنى, مهما يخبئ لي القدر أن يكون لطيفاُ و متسامحاً مع الاشخاص الذين أحب |
| Böyle bir şey yapamam. O kadar da bağışlayıcı değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل ذلك فأنا لست متسامحة لتلك الدرجة |
| - Ben hepinizi öldürelim dedim ama önderimiz bağışlayıcı biri. | Open Subtitles | لقد ناقشتها على موتكم جميعاً، ولكن القائدة رحيمة |
| Aramızdan ayrılan sevgili kardeşimizin bedenini ateşe vererek ruhunu bağışlayıcı Tanrımızın merhametli ellerine emanet ediyoruz. | Open Subtitles | نودع بين يدي الرحيم روح أخانا الفقيد ونرسل جسده لتفنيه النيران |
| Kardeşininde böyle bağışlayıcı olmasını dilerdim. | Open Subtitles | أتمنّى لو أنّ أختكِ في مثل هذا التسامح. |
| Eğer Hanna'nın arkadaşıysan çok bağışlayıcı olabiliyor. | Open Subtitles | عندما تكون صديق (هانا) فإنها تسامح كثيراً |
| Balık, en bağışlayıcı burçtur. | Open Subtitles | برج الحوت الأكثر تسامحاً من بين الأبراج |
| - Su daha bağışlayıcı oldu. | Open Subtitles | المياه كان مسامحة لي بعض الشيء |
| 1450'lerde geçiyor, Katolik kilisesinin paraya ihtiyacı vardı, ve bu yüzden günahlar için bağışlama kağıdı bastılar -- bunlar, "bağışlayıcı" olarak isimlendirilen ve bir parça kağıt üzerinde elleriyle yazdıkları şeylerdi. | TED | تبيّن أنه في أعوام 1450، أرادت الكنيسة الكاثوليكية المال، لذا فقد طبعوا تساهيل -- في الواقع كتبوا بأيديهم هذه الاشياء المسماة تساهيل، التي هي صكوك غفران من الورق. |
| Çatışmada arkadaşlarının yaralandığını görünce bağışlayıcı olmaya karar vermiş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن انه قرر أن يصبح متبرع بعد رؤيته لزملائه الجنود يسقطون جرحى في القتال |
| Bu Tanrı yok anlamına gelmiyor. Gerçekten bağışlayıcı olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | لا يعني هذا أنّ الرب غير موجود بل يعني أنّه رحيم فعلاً |
| Ondan daha bağışlayıcı kimse görmedim. | Open Subtitles | لم أقابل من هو أكثر منها مغفرة ومُسامحة للغير |
| Ama savunmasız durumdaki kuzeninden yararlandığını öğrenirse pek bağışlayıcı olmayacaktır. | Open Subtitles | ولكن الصديق لن يكون مسامح جدا لصديق اخر استغل ابنة عمه الصغيره الضعيفه ايضا انا احب قدمي |