"bağlanmıştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقيدة
        
    • مربوطة
        
    • ربطها
        
    • بتقييد الجميع
        
    Kafasının arkası ezilmiş, el ve ayak bilekleri bağlanmıştı. Open Subtitles و مؤخرة رأسها مضروبة مقيدة من المعصم و الكاحل
    Pekala, şimdi, kurbanın elleri birbirine bağlanmıştı... bunun gibi balyacı sicimi. - Samanları balyalayan, balyacı sicimi mi? Open Subtitles كانت يديّ الضحيّة مقيدة معاً مثل هذا مع خيط القش
    Beyaz bir kamyonun arkasına çırılçıplak bağlanmıştı. Open Subtitles مقيدة ومحتجزة عارية في الصندوق الخلفي لشاحنة بيضاء
    Bavul, bileğine bir çift kelepçe ile bağlanmıştı. Open Subtitles وهذه الحقيبة كانت مربوطة فى رسغ يده بزوج من الأصفاد الفضية
    Öldürülmeden önce. Dışarıdaki ağaca bağlanmıştı. Open Subtitles قبل أن يتم قتلها، وهي مربوطة بالشجرة التي بالخارج
    Altı mayın şifreli kablosuz internetle birbirine bağlanmıştı. Open Subtitles ما يصل الى 6 ألغام تم ربطها عبر شفرة واي فاي
    Bir zamanlar, Christina Ricci bazı nedenlerden dolayı zincire bağlanmıştı... Open Subtitles في إحدى الأيام، كريستينا ريكي قام بتقييد الجميع ...لسبب ما
    İki kız, elleri ve ayakları sıkıca bağlanmıştı kaçmasınlar diye. Open Subtitles فتاتان الأيادي والأقدام كانت مقيدة معا بشدة
    Ailesi pirinç ve istiridye ticareti yapıyor. - Bir keçi gibi boynundan bağlanmıştı. Open Subtitles عائلته تتاجر في القمح والمحار، رقبته كانت مقيدة مثل الماعز
    Onu banyoda gördüm lavaboya bağlanmıştı. Open Subtitles لقد رايتها بالحمام مقيدة إلى مغسلة
    Ahşap bir masaya bağlanmıştı. Open Subtitles أنها كانت مقيدة بطاولة خشبية.
    Halatlarla bağlanmıştı. Open Subtitles أنها كانت مقيدة بالحبال.
    Halatlarla ahşap bir masaya bağlanmıştı. Open Subtitles "وكانت مقيدة بالحبال بطاولة خشبية".
    O kitaplar gevşek bağlanmıştı. - Onu bulmuş. Open Subtitles لقد كانت هذه الكتب مربوطة بطريقة غريبة.
    Makine benim geleceğime bağlanmıştı. Open Subtitles الان الاله مربوطة بمستقبلي
    Dev kurbağalar gibi gözüken tanklar ufuk çizgisinde kayboldular öndeki tankların bazılarına kocaman çalı demetleri bağlanmıştı Alman siperlerinden geçerken çalıları bırakacaklardı. Open Subtitles -بدت الدبابات وكأنها ضفادع عملاقة ونحن نشاهدها تتقدم وورائها الأفق -كانت حزم ضخمة من الأغصان، مربوطة باحكام على الدبابات التي في المقدمة -حيث اسقطوها في الخنادق الألمانية الواسعه ليعبروا فوقها
    Neden ağırlıklar göğsüne zincirle bağlanmıştı? Open Subtitles لماذا كانت مربوطة حول خصره ؟
    Tanrıya şükür bağlanmıştı. Open Subtitles الحمد لله انها مربوطة.
    Ultra'ydı orası. Oda B36. Bir çeşit cihaza bağlanmıştı. Open Subtitles بداخل مقر (أولترا)، الغرفة (بي 36) مربوطة بجهاز.
    Kendisi tekerlekli bir sandalyeye bağlanmıştı. Open Subtitles تم ربطها بكرسي متحرك
    Ben Maldivler'deyken, bir kadına ait kalıntıları inceledim, bu kadın bir ağaca bağlanmıştı ve kocasını aldattığı için kamçılanmıştı. Open Subtitles عندما كنتُ في جزر (المالديف) لقد عاينتُ رفاة إمرأة قد تم ربطها بشجرة و جلدها
    Bir zamanlar Christina Ricci bir sebepten bağlanmıştı... Open Subtitles في إحدى الأيام، كريستينا ريكي قام بتقييد الجميع ...لسبب ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more