"bağlayıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • ربط
        
    • بربط
        
    • ربطت
        
    • أربط
        
    • نقيده
        
    • نربطه
        
    • بتقييدها
        
    • أربطك
        
    • إربطه
        
    • سيربطها
        
    • بربطه
        
    • مربوطة
        
    • يربطون
        
    • نربطها
        
    • قيدت
        
    Yani klavyeyi bağlayıp, sondayı takınca geri kalanını program mı yapacak? Open Subtitles بمجرد أن أُعيد ربط الأسلاك بعضها البعض سيقوم البرنامج بباقي العمل
    Kendisi bize diyor ki, birisinin ellerini bağlayıp on dakika boyunca konuşmasına engel olmak affedilmez bir şeydir. Open Subtitles يخبرنا أن محاولة ربط شخص ومنعه من كلام شيء لا يغتفر.
    Bir kaç sıradan teli duvar kasasına bağlayıp süvarilerin gelmesini bekleyeceğiz. Open Subtitles سنقوم فقط بربط بعض الأسلاك المزيفة بخزنة الجدار وننتظر وصول الدعم.
    Yang, anneni, yangın çıkaran patlayıcılarla bağlayıp bütün bunları yapacak zamanı nasıl buldu? Open Subtitles كيف استطاعت يانج ان تقوم بكل هذا و ربطت امك بمتفجرات ؟
    Senin de koca kıçını bağlayıp sokaklarda sürümem gerekecek. Open Subtitles يجب أن أربط مؤخرتك أيضاً وأسحبك في الشوارع
    Onu öksüzler yurduna mı veririz yoksa bağlayıp göle mi atarız, bu bizim işimiz, senin değil. Open Subtitles اما أن نأخذه للملجأ أو نقيده ونلقى به فى البحيرة هذا عملنا ليس عملك
    Siktir oradan. Boynuna motor bloğu bağlayıp o nehirden çıkmamasını garanti etmeliydik. Open Subtitles سحقاً لذلك، جدَر أن نربطه بكتلة حديد من رقبته ونتأكد ألا يعود
    Kızıl kızları kaçırıyor, bağlayıp bir otel odasına götürüyor, merhamet edip hiç birşey yapmıyor. Open Subtitles يقوم باختطاف فتاة صهباء , يقوم بتقييدها و يأخذها إلى غرفة في نُزل , و تكون الفتاة تحت سيطرته لكنه لا يفعل شيئاً
    İnişe geçmeden önce kemerlerinizi bağlayıp koltuklarınızı dik, koltuk arkası tepsilerini kapalı duruma getiriniz. Open Subtitles تجهيزاً للهبوط تحققوا من ربط أحزمتكم و أن مقاعدكم في الوضع العمودي على مائدة الأطعمة
    Seni yatağa bağlayıp dövme tokmağıyla şamarlamayacağız, ancak... Open Subtitles إلا أننا لا ربط لك إلى السرير، وبرشاقة لكم مع بعض مجداف التعهد.
    Ayakkabılarımızı, tenis ayakkabılarımızı, birbirine bağlayıp onları telefon kablolarına fırlatabiliriz. Open Subtitles أو يمكننا ربط شرائط أحذيتنا ونرميها على أسلاك الهاتف
    Birisi bu adamı arabaya bağlayıp tepeden aşağıya itmiş. Open Subtitles شخصاً ما ربط هذا الرجل بالسيارة و دفعة من على الحافة.
    Yani şüpheli fırtınanın yaklaştığını biliyorsa kurbanlarını bağlayıp boğulmaları için tünele bırakmış olabilir. Open Subtitles اذا لو علم الجانى بخصوص العاصفة القادمة فقد يكون قام بربط الضحايا و تركهم فى الانفاق ليغرقوا
    Bir dişe, diş ipi bağlayıp, ipin diğer ucunu da hafıza karta bağlamış. Eğer ihtiyacı olursa çekmek için diş ipini kullanabilirdi. Open Subtitles ربطت طرفاً من الخيط بسنها والطرف الآخر بالبطاقة وفي حال احتاجتها يمكنها سحب الخيط
    Hızlı hareket etmek istediğimde ipi bir yere bağlayıp adımlarımı da sayarak yönü tahmin ediyorum. Open Subtitles إذا احتجت أن أتحرك بسرعة في مكان لا أعرفه أربط طرف الخيط و بهذا لا أضطر إلى أن أعد خطواتي أو أن أتحزر الطريق
    Onu bağlayıp, sahil evine girdiğimiz zaman ambulans çağırabiliriz. Open Subtitles ربما نقيده ونتصل بالإسعاف حالما نفرغ من منزل الشاطئ
    - Başka bir yolu olmalı, en iyisi onu bağlayıp... Open Subtitles - لابد أن يكون هناك طريقة آخرى. - انستطيع نحن ان نربطه
    Onu bağlayıp karamel içinde boğmakla nasıl tehdit ettiğini de... Open Subtitles كيف هدّدتها بتقييدها وإغراقها في الكراميل
    Seni sopaya bağlayıp, beyaz bayrak olarak kullanabilir miyim? Open Subtitles هل أستطيع أن أربطك بعصا وأستخدمك كعلم أبيض؟
    Onu bir arabaya bağlayıp cepheye götürün. Open Subtitles إربطه بالعربة وخذه إلى الخطوط الأمامية.
    hiç görülmemiş bu gökyüzünü... bu sabahı kim bir kurdeleyle bağlayıp benim için kutuya koyar? Open Subtitles لم ارى السماء هكذا من قبل من سيربطها بشريط ويضعها فى صندوق لى
    Onu bağlayıp, telefonun çalmasını beklemeli ve artık bizim borumuzun öttüğünü ona söylemeliyiz. Open Subtitles سنقوم فقط بربطه بالأعلى وننتظر حتى يرن الهاتف وسنخبره أننا نمتلك الطلقات الأن.
    Sonra da taşa bağlayıp banliyödeki o küçük harika camından içeri fırlatıyorsun. Open Subtitles .. تتركها تذهب مربوطة بصخرة ترميها من خلال نافذتها الصغيرة الريفية الرائعة
    Ama botlarını öyle bağlayıp da dün NZT'ye erişimi olan pek insan yok. Open Subtitles إنما ليس ثمّة كثيرون يربطون أحذيتهم هكذا وكانوا على مَقرُبة من العقار أمسِ.
    Kızı bağlayıp almaları için gelmelerini bekleriz ardından sürpriz bir şekilde gaddarca saldırırız. Open Subtitles لذا نربطها وننتظرهم ليأتوا ليأخذوها، وبعدها نهجم بمفاجئة ووحشية.
    Neredeyse kırk gün önce bu berbat adada bir adamı ağacı bağlayıp ona işkence yaptım. Open Subtitles منذ 40 يوم تقريباً على نفس الجزيرة قيدت رجل إلى شجرة و عذبته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more