"başa çıkmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للتعامل مع
        
    • للتعامل معها
        
    • للتعامل معى
        
    • على المفزوع التعايش معه
        
    Yaptığımız şeyle başa çıkmak için bir yol bulmak zorundayız. Open Subtitles سيجب على جميعنا أن نجد طريقةً للتعامل مع ما فلعناه
    Ve gerilim yükseldiği zaman, zaten o diyaloğu kurmuşlardı ve bu farklı sorunlarla başa çıkmak için bir kuvvetti. TED وعندما يزداد التوتر, يكونو قد بدأوا ذلك الحوار وذلك مصدر قوة للتعامل مع القضايا المختلفة
    Bu tür şeyleri aşmak için gerçekten çok uğraşıyoruz, o yüzden de sahne heyecanıyla başa çıkmak için yeni bir yönteme ihtiyacımız var. TED أقصد أننا نحاول بجد التخلص من عادات كهذه لذا يلزمنا طرق جديدة للتعامل مع مشكل التوترعلى الخشبة
    Sana gerçeği söyleyebilirim ama bununla başa çıkmak için çok zayıf ve nevrotiksin. Open Subtitles أستطيع أن أقول لكم الحقيقة، ولكن كنت ضعيفة جدا و العصبية للتعامل معها.
    Bu sorunlar ile başa çıkmak için gereken kaynakların kıtlığı gittikçe büyüyor. Bugün, son derece gelişmiş bir dünyada tüm bu mali sorunlar ile karşı karşıyayız. TED تأمين المصادر للتعامل مع هذه المشكلات هو فقط للنمو بالتأكيد في العالم المتقدم اليوم مع كل المشاكل المالية التي تواجهنا
    Gerçek saldırgan geldiğinde vücudumuz, aşıyla başa çıkmak için hızlıca bir bağışıklık tepkisi oluşturarak, enfeksiyonu etkisiz hale getirir. TED وحين يتسلل الدخيل الحقيقي الجسم يزيد الأجسام المضادة بسرعه للتعامل مع ذلك اللقاح ويحد من العدوى.
    Fakat veterinerler tay reddetme sendromu ile başa çıkmak için bir müdahale yöntemi geliştirdiler: Kısrakta oksitosinin arttırılması. TED ولكن الأطباء البيرطيين قد لجأوا إلى تدخل للتعامل مع أعراض رفض هذا المُهر يتضمن زيادة الأوكسيتوسين لدى الفرس.
    Beyin ani hareketle başa çıkmak için çok hassas. TED الدماغ لا يزال هشًا للغاية للتعامل مع حركة مفاجئة.
    İklim değişikliğiyle başa çıkmak için, enerji üretmenin yeni yollarını bulmalıyız. TED للتعامل مع تغير المناخ ، نحن بحاجة إلى طرق جديدة لتوليد الطاقة.
    Yer değiştirme çevresel sorunlarla başa çıkmak için bir yol değil. TED النزوح ليست طريقة للتعامل مع القضايا البيئية.
    Ele geçirecez, ve başa çıkmak için orada olacağım. Open Subtitles حصلنا عليهم كلهم وساكون هناك للتعامل مع هذا الامر
    Çocuklarıyla başa çıkmak için seçenekler arasında ilaçla tedavi, artık söz konusu değildi. Open Subtitles عندما يأتي الأمر للتعامل مع أولادها لا يمكنها حتى التفكير بالأدوية
    Evet, bu tarz şeylerle başa çıkmak için bir yöntemim var. Open Subtitles نعم، لدي طريقه للتعامل مع مثل هذه الامور
    ...ve sanırım bununla başa çıkmak için kumara başladı. Open Subtitles وأعتقد إنّه بدأ فقط القمار للتعامل مع الأمر
    Şu anda, bu trajedi ile başa çıkmak için zamana ihtiyacımız var... Open Subtitles الآن نحن بحاجة لوقت للتعامل مع هذه المأساة
    Kayıplarımızla başa çıkmak için hepimizin kendi yöntemleri vardır. Open Subtitles كلٌ منا له طريقته الخاصة للتعامل مع الخسارة
    Böyle bir şeyle başa çıkmak için gerekli ebeveynlik becerilerim yok. Open Subtitles ليس لديّ المهارات الأبويّة المطلوبة للتعامل مع هذا
    Bizim başa çıkmak için ihtiyacımız olan bu kaynaklar bütün bu toplumsal sorunlar varken nasıl gerçekten oluşturulabilir? TED كيف تم إنشاء هذه المصادر المصادر التي سنحتاج للتعامل معها مع كل المشاكل الاجتماعية؟
    Onunla başa çıkmak için bir yol bulmak, hepimizin görevi. Open Subtitles الأمر عائد لنا جميعا لإيجاد طريقة للتعامل معها
    Bu da kendimle başa çıkmak için bulduğum en iyi yöntem. Open Subtitles وهذه هى الطريقة للتعامل معى نفسى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more