| Başbakanla anlaşma yaparken, 1 milyonu ilk kabul eden kişi sendin. | Open Subtitles | كنتَ أول مَن يوافق على عرض رئيس الوزراء لمبلغ العشرة ملايين. |
| Başbakanla tweetleşmeyi başardım. | TED | تمكنت من تبادل التغريدات مع رئيس الوزراء. |
| Alo? Alo, Başbakanla görüşmek istiyorum lütfen. | Open Subtitles | مرحباً ، أود التحدث إلى سعادة رئيس الوزراء |
| Nyborg başbakan olursa birçok kişi Başbakanla sevişmeyi hayal edecek. | Open Subtitles | أجزم ان الكثير يرغب بمضاجعة رئيسة الوزراء ...حينما تكون نيبورغ |
| Bugün salı. Başbakanla yatma günüm. | Open Subtitles | اليوم الثلاثاء، يوم مضاجعة رئيسة الوزراء |
| Başbakanla bu konu hakkında biraz önce yaptığımız... oldukça önemli ve açıklayıcı bir toplantıdan geliyoruz. | Open Subtitles | اننا قادمين للتو من جلسه قصيره جدآ و قاسيه مع رئيس الوزراء بخصوص هذا الشأن |
| Bu adamın her akşam Başbakanla yemek Yediğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ان هذا الرجل يتناول غذائه مع رئيس الوزراء كل ليله اليس كذلك؟ |
| Başbakanla sadece bir şeyler içtik kulüpte. | Open Subtitles | ببساطة, انا و رئيس الوزراء تناولنا الشراب فى النادى |
| Hayır, d-d-daha Başbakanla bile konuşmadın. | Open Subtitles | لا , أنت , أنت , أنت لم تتحدث مع رئيس الوزراء حتى |
| Başbakanla konuşmam için bir olay olması gerekmez. Doğru söylüyorum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع رئيس الوزراء سواء في هذ الأمر أو غيره, وهذه حقيقة |
| Majesteleri Başbakanla birlikte ve rahatsız edilemez. | Open Subtitles | جلالتها مع رئيس الوزراء ولا يمكن أن يزعجهما أحد |
| Sandeep, Başbakanla birlikte Japonya'ya bir başkasını göndermek zorundasın. | Open Subtitles | سانديب، عليك ان ترسل شخصا اخر لمرافقة رئيس الوزراء الى اليابان |
| Başbakanla olan gezimi iptal edip burada koşuşturdum. | Open Subtitles | لم أذهب رحلة مع رئيس الوزراء وآتيت إلى هنا على الفور |
| Biliyorum. Başbakanla daha evvel görüştük. | Open Subtitles | أعلم، كانت لي محادثة مع رئيس الوزراء في وقت سابق. |
| Yarın Başbakanla konuşma ayarlamıştım. | Open Subtitles | لدي موعد لإجراء اتصال هاتفي مع رئيس الوزراء غداً |
| Asker Aileleri Birliği yarın Başbakanla görüşecek. | Open Subtitles | جمعية اقرباء الجنود ستجتمع مع رئيسة الوزراء غدا. |
| Grup toplantısı bitti. Yalnızca Başbakanla Sejro kaldılar. | Open Subtitles | الاجتماع انتهى، فقط رئيسة الوزراء وسيريو بالقاعة |
| Patronum bu gece Başbakanla canlı yayında konuşmak istiyor. | Open Subtitles | مديري يرغب باستضافة رئيسة الوزراء على الهواء الليلة |
| 8.30 haberlerinde Başbakanla röportaj yapayım. | Open Subtitles | دعوني اقابل رئيسة الوزراء بالاخبار الساعة 8: |
| Başbakanla Crohne'un Kharun hakkında görüştüklerini ispatlayabilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اثبت ان رئيسة الوزراء وكرون اجتمعا بخصوص كارون |
| Kharun'da savaş çıkmasının ardından orada milyarlık yatırımları olan Crohne Başbakanla gizlice görüşüyor. | Open Subtitles | كرون يلتقي بالسر برئيسة الوزراء بعد اندلاع الحرب في كارون... |