"başka bir şeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • أي شيء آخر
        
    • شيئاً آخر
        
    • لشيء آخر
        
    • إلى شيء آخر
        
    • شيئًا آخرًا
        
    • شيئا آخر
        
    • أيّ شيء آخر
        
    • شيئًا آخر
        
    • على شيء آخر
        
    • لأي شيء آخر
        
    • أي شئ آخر
        
    • شئ اخر
        
    • لأيّ شيء آخر
        
    • لشيئ آخر
        
    • في شيء آخر
        
    Seni izliyordu ve aşağı yukarı, Başka bir şeye odaklanmaya imkânım yoktu. Open Subtitles أشاهدك, الى حد كبير والتي تصنع المستحيل التركيز على أي شيء آخر.
    Ona gözlüğü verdiğimde Başka bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuştum. Open Subtitles عندما أعطيته النظارات، سألته إن كان هناك أي شيء آخر احتاجه
    Beni dinle Başka bir şeye ihtiyacınız olursa haberim olsun. Yarın erken'den yola çıkacağız. Open Subtitles لو أردت شيئاً آخر أخبرني سننطلق مبكراً غداً
    Dr. Hood, Ajan Young, Başka bir şeye ihtiyacınız olursa sorabilirsiniz. Open Subtitles إن إحتجتم لشيء آخر أطلبوا مني ذلك سنفعل شكراً لك سيدي
    Bu da beni Tim'e söylemem gereken Başka bir şeye yönlendiriyor. Open Subtitles أعلم مما يقودني إلى شيء آخر أرغب في أن أخبره إياه
    Eğer bu ikisine sahipsen, Başka bir şeye ihtiyacın kalmaz. Open Subtitles عندما يكون لديك هذين الأمرين، لا تحتاج أي شيء آخر.
    Başka bir şeye ihtiyacın olursa numaram buzdolabında yazıyor. Open Subtitles ،إذا أحتجتني في أي شيء آخر رقمي فوق الثلاجة
    Başka bir şeye ihtiyacınız olursa haber verin. Open Subtitles أي شيء آخر تحتاجه أبلغني به شكراً لك رقيب
    Çalışmalarınız için Başka bir şeye ihtiyaç duyarsanız, bize haber verin. Open Subtitles إذا احتجتي أي شيء آخر لعملك ، أخبرينا به
    Çatal ya da Başka bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormuştum. Open Subtitles كنتُ فقط أتسائل إن كنتِ تحتاجين شوكة مثلاً او شيئاً آخر
    Biliyorsun, bu bir görev olarak başlamış olabilir, ama Başka bir şeye dönüşmüş. Open Subtitles قد يكون هذا مهمّة بالنسبة لها أوّل الأمر، لكنّه تحوّل إلى أن يكون شيئاً آخر
    Her şey bir görev olarak başlamış olabilir ama Başka bir şeye dönüşmüş. Open Subtitles قد يكون هذا مهمّة بالنسبة لها أوّل الأمر، لكنّه تحوّل إلى أن يكون شيئاً آخر
    Bölge savcılığı tutuklama için Başka bir şeye ihtiyaç hissetmedi. Open Subtitles كان دامغاً، بحيث أن المدّعي العام لم يحتَجْ لشيء آخر للإدانة
    Affınıza sığınarak, komutanım, eğer bu tüneller bizi Başka bir şeye yönlendiriyorsa, o şey tam şurada olabilir. Open Subtitles مع كامل إحترامي أيها القائد إذا قامت الأنفاق بلفتنا لشيء آخر فإن ذلك الشيء هنا
    Tanrımızı eğip büküyorlar ve Başka bir şeye, oldukça... farklı bir şeye dönüştürüyorlar. Open Subtitles لقد حوّروا ربّنا وغيروه إلى شيء آخر . شيء مختلف تماما
    Hayır. Başka bir şeye odaklanmış olsan bile... Open Subtitles كلّا، حتى لو كُنتَ تصب تركيزك على شيئًا آخرًا
    Başka bir şeye ihtiyacınız yoksa, yemeğe ineceğiz. Open Subtitles إن كنت لا تريدين شيئا آخر فسنذهب لتناول العشاء
    Ümitsizce Başka bir şeye, herhangi bir şeye odaklanmaya çalıştım. Open Subtitles حاول أن تركز بشدّة على شيء آخر، أيّ شيء آخر
    Başka bir şeye dönüşmem gerekti. Open Subtitles يجب أنْ أكون شيئًا آخر.
    Söz verdiğini ama enerjini ve vaktini Başka bir şeye harcayacağını söyle. Open Subtitles أخبرها أنّك وعدتها، لكن بدل ذلك، ستقضي وقتك وطاقتك على شيء آخر.
    Başka bir şeye ihtiyacın olursa haber ver. Open Subtitles أخبريني إن كنتِ في حاجة لأي شيء آخر يجب أن أعود إلى المكتب
    Merak etmeyin, Memur Saxton Başka bir şeye dokunmadı. Open Subtitles لائموا أسلوبَ الحياة. لاتقلق. ضابط سكسوني لَمْ يَمْسسْ أي شئ آخر.
    Fahişelikten hoşlanıyorsan belki önce birkaç tane hallet sonra Başka bir şeye geç. Open Subtitles إذا كنت داخل الدعارة ربما تحصل على عدد قليل منهم في ظل قيادتك ثم تنتقل على شئ اخر
    Başka bir şeye ihtiyacın olursa haber ver. Open Subtitles إذا إحتجتَ لأيّ شيء آخر ، فأعلمني
    Bu çizgiyi geçersen, yanlış anlaşılma Başka bir şeye dönüşür. Open Subtitles إن عبرت هذه الحدود فننتقل من سوء الفهم لشيئ آخر
    Yani kızdırma konusunda o kadar tecrübem var ki insanlar Başka bir şeye kızgın olduklarında anlıyorum. Open Subtitles لذلك ليس لدي ما يكفي من الخبرة مع الناس يجري غاضب معي أن تعرف عندما تكون غاضبا حقا في شيء آخر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more