Buradan, dostum... bin kilometre içinde kum ve taştan başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | من هنا لا شيء سوى رمال وصخور لألف كيلومتر آخر |
Kısmi iz ve lekelerden başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء سوى اللطخات وأجزاء البصمات |
Öfkeden başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء سوى الغضب العارم |
Ve senin kendi sevgili karınla paylaşacağın başka hiçbir şey yok mu? | Open Subtitles | ولا يوجد شيء آخر تود مشاركته مع زوجتك المحبوبة؟ |
Ve başka hiçbir şey yok bu şehri ateşe verebilecek. | Open Subtitles | و لا يوجد شيء آخر "يُمْكِنُ أَنْ يُشعلَ النار في هذه البلدةِ" |
Banka. Senin Mesa Verde hakkında hatırladığın başka hiçbir şey yok mu? | Open Subtitles | المصرف، ألا يوجد شيء آخر تتذكره عن (ميسا فيردي)؟ |
Öyle olmalı, buralarda başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | -يجب أن يكون هو لا يوجد شيئ آخر في الجوار |
Yapabileceğimiz başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيئ آخر يمكننا أن نفعلهُ |
Dipte başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء آخر |
- başka hiçbir şey yok orada. | Open Subtitles | لا يوجد شيء آخر هناك. -أنا هناك . |