Olanları Başkan'a götürmeden önce bilmek istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أعرف ماذا يحدث قبل أن نقول للرئيس |
Önce Başkan'a ulaşıp istediği kanıtı bulduğunu söylemen gerek. | Open Subtitles | أولا قل للرئيس أننا نمتلك الدليل الذي يريده |
Normalde kalabalık olan caddeler, ölen Başkan'a sadık olan öfkeli askerlerin dışında bomboş. | Open Subtitles | الشوارع النشطة عادة يَهْجرُ الآن بالكامل. ماعدا جنود غاضبينِ، موالي إلى الرئيس السابقِ. |
Başkan'a yakın çalışan... buna karşın pek tanınmadan kalmayı başaran... sizin gibi insanlara rastlamak hep çok şaşırtıcı olmuştur. | Open Subtitles | دائما ما نُفاجأ عندما نجد رجالاً مثلك... يعملون بشكل مقرب من الرئيس, ورغم ذلك... يتمكنون من البقاء غير معروفين |
Buna nasıl ulaştınız? Daha Başkan'a bile göstermedim! | Open Subtitles | كيف حصلت عليه انا لم اعرضه على الرئيس بعد |
Başkan'a kendim söyleyecektim, ama beni dinlemeyecekti. | Open Subtitles | كنت سأتحدث مع الرئيس بنفسي ولكنه لن يستمع لي |
Hava eskortu göndereyim. Başkan'a ulaşman gerekiyor. Kuvvet komutanlarıyla toplantıda. | Open Subtitles | أريدك أن تتصل بالرئيس إنه في إجتماع مع رؤساء الجيش |
Bunu Başkan'a rapor edeceğim. | Open Subtitles | سأقدم تقريراً للرئيس بهذا الشأن وسأقوم بمناقشته معه |
Başkan'a kriz geçirtecek bir çeşit zehir falan mı? | Open Subtitles | بوضع سمٍّ من نوعٍ ما سمّ يسبّب سكتةً دماغيّةً للرئيس |
Başkan'a Paris'ten kartpostal atmalıyız. | Open Subtitles | واعصرك حتى الموت يَجِبُ علينا أَنْ نُرسلَ بطاقة بريدية مِنْ باريس للرئيس |
Lara Kishokai'de ne kadar söz sahibi bilmesem de beni Başkan'a önereceğini söylediği için beklemem gerek. | Open Subtitles | لكن بما أنها قالت بأنها سوف توصي بي للرئيس يجب أن أنتظر |
Evet, inceden Başkan'a sadıkmışız gibi gösteriyor. | Open Subtitles | نعم، أَعْني، هو غير ملحوظُ بما فيه الكفاية لظُهُور ولائي للرئيس. |
Cebimde bir şişe var. Elinden geldiğince çabuk Başkan'a götür. | Open Subtitles | ثمّةَ قارورةٌ في جيبي خذها إلى الرئيس بأسرع ما يُمكن |
Hatta Başkan'a gitmeyi. | Open Subtitles | حتى إذا كان علىّ أن أذهب مباشرة . إلى الرئيس |
Başkan'a bu projeyi askerileştirilmesini önereceğim. | Open Subtitles | لقد طلبت من الرئيس لنقل تولى المهمة الى الجيش |
Başkan'a fazla yakınım. | Open Subtitles | أنا قريبة جداً من الرئيس لا أصدق أننى أسمع ذلك |
Sizler kendi kıçlarınızı koruma konusunda endişelisiniz istediğiniz şey, bunu Başkan'a yıkmak. | Open Subtitles | أنتم أيها الناس تواقون جداً لتغطية حماقاتكم كل ما تريدون فعله هو إلقاء هذه القذارة على الرئيس |
Ama emin olamazsınız. Yani bildiğiniz kadarıyla, Başkan'a saldırı düzenleme işini halletmek için, bu iş arkadaşına ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | أقصد، حسب ما نعلمه، ربما قد يحتاج هذه الزميلة لمواصلة هجومه على الرئيس. |
Başkan'a kilitlenin. | Open Subtitles | كاميرا رقم 3 ابقى مع الرئيس ابقى معه فحسب |
Sadece Britney Spears değil Amerikan halkının çoğu Başkan'a güvendi. | Open Subtitles | معظم الشعب الأمريكي وثقوا بالرئيس ولماذا كان عليهم فعل ذلك؟ |
Başkan'a ihanet ettiğinizde olacağı budur! | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما يخون أحد الرئيس |
Her şey yolunda gitse iyi olur. O yüzden Başkan'a bu operasyona yeşil ışık yakması için söz verdim. | Open Subtitles | من الأفضل أن يسير كلّ شيء على ما يرام، وعدت الرئيس أن أعطيه الضوء الأخضر للعمليّة. |
Başkan'a duymak istediğini, bombayı bildiğimi söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت الرئيس ما كان يريد أن يسمعه أنني عرفت بأمر القنبلة |
Başkan'a hiçbir şey söylemeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نخبر العمدة بأي شيء |
Ona Mahkeme'de bir koltuk teklif etmişken Başkan'a karşı aday oluyor... | Open Subtitles | الترشح ضد الرئيس الحالي عندماأعرضعليهمقعداًفي.. |
"Belediye başkanına, valiye ve Başkan'a yazdım." | Open Subtitles | كتبت إلى العمدة , و الحاكم ... و إلى الرئيس |
Başkan'a iletirim. | Open Subtitles | سأخبر الرئيس بذلك |
Bu teşkilatın işlemesi için, bir tür sivil denetim olması gerektiğini, Başkan'a anlattım. | Open Subtitles | لذا أخبرت الرئيس أن على هذا أن يعمل سوف يتعين عليهم أن يصبحوا جواسيس مدنيين |