Eğilsen iyi olur. Birazdan ateş etmeye başlarlar. | Open Subtitles | يجدر بك أن تنبطح، سيبدأون إطلاق النار قريباً |
Marinayı kapar kapamaz aramaya başlarlar. Hemen gitmeliyiz. | Open Subtitles | سيبدأون بالبحث حالما ينتهون من إغلاق المرسى |
Fakat, uzay aracı Dünya'ya geri döndüğünden ve astronotlar Dünya'nın yer çekimi alanına girdiğinden dolayı yer çekiminin etkilerini görmeye başlarlar. | TED | لكن عندما يقوم مكوك الفضاء بالرجوع للأرض، وعندما يدخل رواد الفضاء لحقل جاذبية الأرض، يبدأون بملاحظة تأثيرات الجاذبية. |
Eğer hayır dersen, asiliğe başlarlar yalan söylemeye ve sır saklamaya başlarlar. | Open Subtitles | إذا قلت لا سوف يبدأوا بالتمرّد سوف يبدأوا بالكذب و إبقاء الأسرار |
Bilirsiniz, evsiz insanlar, aramızdaki en büyük uyumsuzlardandır. Çünkü yola bizim gibi başlarlar. | TED | أتعلمون، المشردون هم أكثر الاشخاص الغير الملائمين بطولةً بيننا، لأنهم يبدؤون على شاكلتنا. |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
Aksi halde, dışarıda kötü kararlar vermeye başlarlar. | Open Subtitles | وإلا سيبدؤون باتخاذ قرارات سيئة في الخارج |
Esasen, bir fikirle başlarlar onu tüm şehirde pazarlayıp, biraz sermaye edinirler sonra da daha büyük bir şirkete satarlar Microsoft veya Oracle ya da Intel gibi. | Open Subtitles | جوهريا ، فأنهم بدأو بفكرة ليتم تسويقها حول البلدة مع ارتفاع قليل لرأس المال وبعد ذلك يبيعها لشركة أكبر |
Ama bir şey söylersek özel hayatımızı kurcalamaya başlarlar. | Open Subtitles | إذا قـلنا أي شـي هم سيبدأون في مراقبه حياتنـا |
İnsanlar korkuyor ve insanlar korktuğunda aptalca davranmaya başlarlar. | Open Subtitles | الناس في حالة ذعر، وعندما يُذعر الناس سيبدأون بفعل الحماقات |
Onu prime-time'dan 30 saniye sonra tartışmaya başlarlar. | Open Subtitles | ثلاثين ثانية بعد فترة الذروة للعرض سيبدأون بالنقاش. |
Hipster kültürü çok çabuk geriye dönüyor... yakında zırh giymeye başlarlar. | Open Subtitles | ثقافة الهيبستر تعود بالزمن بسرعة قريبًا سيبدأون بارتداء بدلات درعية. |
bir anlamlar bütünü oluşturmaya başlarlar; ancak sosyal etkileşim alanında edinilmiş olan bir anlamlar bütünü. | TED | يبدأون ببناء هذا الجسم من المعاني, المعاني التي تم اكتسابها من خلال عالم التواصل الاجتماعي. |
Ve bazı çocuklar, biraz daha büyüdüklerinde, yalan söylemeye başlarlar. | TED | وبعض الأطفال، عندما يصبحون أكبر بقليل، يبدأون بالكذب. |
Eğer hayır dersen, asiliğe başlarlar yalan söylemeye ve sır saklamaya başlarlar. | Open Subtitles | إذا قلت لا سوف يبدأوا بالتمرّد سوف يبدأوا بالكذب و إبقاء الأسرار |
Ve bununla, biliminsanları teoremlerle ve hipotezlerle başlamaz, sıklıkla dünyada devam eden şeyleri gözlemlemekle başlarlar demek istiyorum. | TED | و بهذا نعني أن العلماء ليسوا بالضرورة أن يبدأوا بنظريات و فرضيات غالبا يبدأوا بمشاهدات تحدث في العالم حولنا |
Oldukça basit ve kaba başlarlar ve gittikçe gösterişli olurlar. | Open Subtitles | يبدؤون بشكل بسيط و فظ ثم يُصبِحون أكثر إبتكارا تفّضل |
Karınca sayısı açısından kararlı sayıya ulaşınca... ...tekrar üremeye başlarlar. | TED | وعندما يصلون إلى هذا الحجم، من حيث عدد النمل، فإنهم يبدؤون بالتكاثر. |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
Ama o çocuk halka açıklama yaparsa, sormaya başlarlar. | Open Subtitles | لكنهم سيبدؤون في السؤال إن خرج ذلك الفتى للعلن |
Polis faili bulamaz, o yüzden herkese suç atmaya başlarlar. | Open Subtitles | الشرطة لاتعلم من قام بالجرائم ولذا بدأو بإلقاء التهم على الناس |
Yerleştikten sonra, görünmez dişilere serenat yapmaya başlarlar. | Open Subtitles | متى استقروا يَبْدأونَ بالغِنَاء لإناثهم الغير مرئياتِ |
Ailen artık katlanamıyordur, arkadaşların unutmuştur... hayırsever insanlar bile geri çekilmeye başlarlar. | Open Subtitles | لَم تَعُد عائلتُكَ تَتحمَّل و يَنساكَ أصدقائُك حتى الناس الذينَ يُراسلوكَ كنوعٍ مِنَ الإحسان يبدؤوا بالتراجُع |
Çocuklar ulak olarak başlarlar. Sonra gözcülük yaparlar. | Open Subtitles | يبدأ الفتية كسُعاة ويتقاضون المال للقيام بمهام وإرسال رسائل |
Ve bir de başarıIı olurlarsa, her zaman böyle muamele görmeye başlarlar. | Open Subtitles | وإن كانوا النساء ناجحين، فهم هكذا دائماً.. يصبحون أهدافاً لمعاملةٍ كهذه. |