"baştan çıkarmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • إغواء
        
    • اغواء
        
    • الإغواء
        
    • إغوائه
        
    • لتغوي
        
    • لإغراء
        
    • لإغواء
        
    • إغواءها
        
    • إغوائك
        
    • أغواءه
        
    Çok açık sarı saçlar, erkekleri baştan çıkarmak isteyen kadınların rengidir. Open Subtitles يظهر الشعر الأشقر بشدة المرأة كأنها تحاول إغواء الرجل
    Onu baştan çıkarmak ne kadar zormuş! Open Subtitles يا الهي من الصعب إغواء هذا الموظف
    Gördüğün gibi eski karını baştan çıkarmak öyle kolay değil. Open Subtitles أترى، ليس من السهل اغواء زوجتك السابقه
    Bu açıklamada tavus kuşunun kuyruğunu sergilemesi, dişileri baştan çıkarmak içindir. ve bu baştan çıkarma tavus kuşunun çiftleşip yavruları olacağı anlamına gelir. TED في هذا الحسبان، أن ذيل الطاووس كان للجذب الجنسي، وهذا الإغواء يعني أن الطاووس سيقوم بالتزاوج وإنتاج النسل.
    O gitmek isterken baştan çıkarmak istiyorsun... o da boşalıp otobüse atlayıp provaya koşuyor. Open Subtitles محاولة إغوائه وهو يريدك أن تذهب كي يقوم بإستمناء ويأخذ حافلة للتدريب
    Kral'ı baştan çıkarmak için tam zamanında geldin. Open Subtitles لقد عدتي في الوقت المناسب لتغوي الملك الفرنسي
    KGB onu, yabancı diplomatları baştan çıkarmak ve istihbarat elemanlarından gizli bilgileri öğrenmesi için eğitti. Open Subtitles دربتها وكالة المُخابرات الروسية لإغراء دبلوماسيين أجانب ... عُملاء مُخابرات سرية
    Kadınları baştan çıkarmak için laboratuvar oyuncakları kullanmayı ben buldum. Open Subtitles فقد قمت باختراع وسيلة استخدام أدوات التجارب و الأبحاث لإغواء النساء
    Yelpazesinin açılmasıyla dişiyi baştan çıkarmak için giderek çok daha karmaşık figürler sergilemeye başlıyor. Open Subtitles بفتح مروحته يبدأ سلسلة أكثر تعقيدًا من حركات الرقص ليحاول إغواءها
    Bu yüzden seni baştan çıkarmak için sana yaklaştım. Böylece sana sahip olabilirdim! Open Subtitles {\1cH444444\3cHFFFFFF}، إتصلت بك من أجل إغوائك كان كل هذا لأحصل عليك
    Onu baştan çıkarmak için bana yardım et. Open Subtitles أريدك أن تساعدنى فى أغواءه
    Sikilmek değil. baştan çıkarmak. Ben bir dedektifim. Open Subtitles ليس "مضاجعة" بل "إغواء" وأنا تحرية
    Bahçıvanımı baştan çıkarmak üzereyim. Open Subtitles قاربت على إغواء البستاني
    David'i baştan çıkarmak hiçbir zaman amaç olmadı, Arika. Open Subtitles إغواء (ديفيد) لم يكن المهمّة (إيريكا
    İstediğim baştan çıkarmak değildi. Ayrıca benim zamanımda... Open Subtitles هذا ما كان اغواء هذا كان طلب
    Reşit olmayanı baştan çıkarmak. Open Subtitles اغواء قاصر
    Önemli olan baştan çıkarmak değil, onları tanımak. Open Subtitles التعرف إليهم هو المغزى وليس الإغواء
    baştan çıkarmak uzun sürer. Ne yapalım? Open Subtitles -نعم,الإغواء يتطلّب وقتاً ماذا نفعل إذاً؟
    Mike'ı buraya, baştan çıkarmak için çağırdın. Open Subtitles أردتِ أن يأتي "مايك" لتحاولي إغوائه
    Yani insanlığı baştan çıkarmak için uzaylılar tarafından gönderilmedi mi? Open Subtitles إذاً، لم ترسلها المخلوقات الفضائية لتغوي البشرية؟
    Eminim ki bir kadını baştan çıkarmak için her şeyi yapar. Open Subtitles أنا متأكد أنه سيقوم بأي شيئ... لإغراء فتاة
    Sanırım burayı çömez kızları baştan çıkarmak için kullandığını hatırlıyorum. Open Subtitles اعتقد اني اتذكر أنك استخدمت هذا المكان لإغواء الصغار في السن.
    Birini baştan çıkarmak çok daha kolay. Open Subtitles سيكون من السهل إغواءها.
    Gwen amacının seni baştan çıkarmak olduğunu düşünüyor. Open Subtitles تعتقد (جوين) ان هدفها هو إغوائك
    Onu baştan çıkarmak zorundaydım. Open Subtitles كان عليً أغواءه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more