Eğer sol Bacağımdaki irtifa ölçere bakarsanız, yaklaşık bir milin üzerinde uçtuğumu göreceksiniz. | TED | إذا نظرتم إلى الألتميترعلى ساقي اليسرى، سترى أنني على ارتفاع ميل فوق الإقلاع. |
Bacağımdaki kas zayıflığı yavaşça yok olan eski hayatımın kalıntılarını hatırlatıyor. | Open Subtitles | الضرر في ساقي سيكون تذكير دائم البقايا البطيئة السيئة لحياتي السابقة. |
Bacağımdaki kas problemliydi ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كان ينقصني عضلة في ساقي. ولا يمكنني فعل شيء حيال هذا. |
Bacağımdaki bir siniri çalıştırdılar. Belki bir daha düzgün yürüyemeyeceğim. | Open Subtitles | لقد لمسوا عصباً في ساقي قد لا أستطيع المشي بإعتدال مجدداً |
Bana bir iyilik yap ve Bacağımdaki bıçağı çıkart. | Open Subtitles | إعملْ احساناً لي خُذْ ذلك السكينِ خارج ساقِي |
Peki, üzerimde hiç bir metal yok, Bacağımdaki lanet çubuk hariç. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا أحمل أي معدن باستثناء قضيب في ساقي |
Bacağımdaki 2008'deki Kelso yangınından. | Open Subtitles | تعرضت لحريق في ساقي في حريق كيلسو جناح 08 |
Bacağımdaki ısırıktan yürüyemiyorum! | Open Subtitles | أنا أعرج تقريباً من العضة التي في ساقي |
Bacağımdaki ağrı gitti. | Open Subtitles | تعرفين، لقد زال الألم من ساقي |
- Bacağımdaki baykuş dövmesinin aynısı. | Open Subtitles | هذه البومة موجودة على ساقي |
- Bacağımdaki baykuş dövmesinin aynısı. | Open Subtitles | تلك البومة هي على ساقي |
Bacağımdaki kılları tıraş ediyordum, dik oturmuşum... | Open Subtitles | ...كنت أحلق ساقي واستندت عليه |