Bahçıvanlık bana, bahçe ekmenin ve yetiştirmenin, hayatımızı şekillendirmekle aynı süreç olduğunu öğretti. | TED | البستنة علمتني أن زرع الحديقة والاعتناء بها هي نفس العملية في تكوين حياتنا. |
Gözlerini yakalamaya çalışıyorum ama Bahçıvanlık kitabına kendini kaptırmış. | Open Subtitles | أنا أُحاولُ لَفْت انتباهه، لَكنَّه إلى حدٍ بعيد نَسخَ في ذلك كتابِ البستنة. |
Bahçıvanlık işini kabul edecek ve diğer bahçıvanların konuşmalarını dinleyecekmiş. | Open Subtitles | قال له أن يقبل عمل البستاني وأن يصغي لمحادثات البستانيين الآخرين |
Bahçıvanlık | Open Subtitles | بستاني الحدائق ؟ |
Yani bir Bahçıvanlık unsuru var ama asıl iş yaratıcılıkta çevre dostu alanlar, etrafındaki araziye uydurma, çevreyle uyumlu olması. | Open Subtitles | أعني، تعلم، هنالك عنصر بستنة لكن في الحقيقة، العمل الأساسي هو صنع الأناقة مساحات لطيفة، تعلم، في الأرجاء المحيطه |
Ramish, Micah'nın öldürüldüğü gün meditasyon ve Bahçıvanlık yapıyordum dedi. | Open Subtitles | حسناً، يدّعي (راميش) أنّه كان يقوم بالبستنة والتأمل في يوم مقتل (مايكا). |
Çimlerde uzanıp bana... Bahçıvanlık konusunda biraz daha ders vermeni istiyorum. | Open Subtitles | نعم اريد ان اتمدد على العشب... وتعلمنى المزيد من امور البستنه |
Bahçıvanlık bilgisiyle Sandford'u çok güzel hale getirdi. | Open Subtitles | عالمة الزراعة والنباتات التي ساعدت بخبرتها على وضع ساند فورد على الخريطة |
Peyzaj tasarımı. Bilirsin, Bahçıvanlık değil. | Open Subtitles | تصميم المناظر البستانية، أعني، تعلم، ليس البستنة |
- Tercümesi Bahçıvanlık aletinizi ona sapladınız. | Open Subtitles | صحيح، الترجمة هي أنّك طعنتها بأداة البستنة الخاصة بكِ. |
Tüm sorumlulukları boşverdim, Bahçıvanlık da dahil. | Open Subtitles | كل المسئوليات الأخرى سقطت على جانب الطريق علم البستنة لم يُستبعد |
Alice. Ayıp şeyler için en yakın olduğun şey Bahçıvanlık. | Open Subtitles | أليس , أقرب قذارة لك ِهى البستنة |
Bahçıvanlık gibi. Güçlü olan otun çıkması için zayıf olanları sökersin. | Open Subtitles | مث البستاني يتخلص من الشجر الضعيف حتي يزدهر القوي. |
Merhaba, efendim. Bahçıvanlık işi için geldim. | Open Subtitles | مرحباً ، سيدي جئت لتقديم طلب الحصول على عمل البستاني |
- Merhaba, Bahçıvanlık işi için geldim de. | Open Subtitles | -مرحباً ، أنا هنا من أجل وضيفة البستاني |
-Ben ciddiyetle Bahçıvanlık yaparım. | Open Subtitles | -أنا بستاني ماهر للغاية |
- Evdeydim. Yoğun bir meditasyon dönemindeydim. Bahçıvanlık yaparak rahatlıyordum. | Open Subtitles | في المنزل، كنت أقوم بتمرين تأمل مكثّف والذي تتخلله بستنة يقظة. |
Çocuklar ve büyükler için kütüphanede okuma çömlekçilik, aşçılık, sanat ve Bahçıvanlık diğer aktiviteleri oluşturmaktadır. | Open Subtitles | تسالٍ أخرى من ضمنها القراءة في المكتبه صناعة الفخار، الطبخ، الفنون و البستنه بالنسبه للكبار والأطفال سواء بسواء |
Bahçıvanlık bilgisiyle Sandford'u çok güzel hale getirdi. | Open Subtitles | عالمة الزراعة والنباتات التي ساعدت بخبرتها على وضع ساند فورد على الخريطة |
Birinin San Marcos'taki alışveriş merkezinin duvarında delik açıp Bahçıvanlık işinin kasasını çaldığını duyunca ne kadar şaşırdığımı hayal et. | Open Subtitles | تخيل مفاجئتي عندما سمعت احدهم قام بعمل فتحة في جدار سوق في سان ماركوس وسرق خزينة من اعمال التشجير |