Eğer bu doğru olsaydı, ülkede sağa sola gidip insanların bahçelerini toprakla dolduran kamyonlar olurdu, harika bir iş imkanı. | TED | والأن، إذا كان ذلك صحيح، سيكون لدينا شاحنات تجوب أرجاء الدولة، تملأ حدائق الأشخاص بالتربة، سيكون عمل رائع. |
Bir çeşit bahçe yetiştirme sistemi kurduklarını biliyoruz. Böylece o güzel mısır, fasulye ve kabak bahçelerini yetiştirdiler. Buna "Üç Kız kardeş" bahçesi deniyor. | TED | وعلمنا أيضا أنهم زرعوا نوعا من البساتين، وأنهم نموا حدائق جميلة من الذرة، والفاصوليا والقرع، حديقة "الأخوات الثلاث". |
Hayvanat bahçelerini ve akvaryumu seviyorum. | Open Subtitles | أحب حدائق الحيوان و عالم البحار |
Toplumun güzelliklerini, sebze bahçelerini kenar mahallelerdeki fakirlerin yalnızlıklarını... | Open Subtitles | ... من جمـال حدائق المجتـمع إلـى مخيمات المشـردين ... ومجمعات الموسيقى |
Hayvanat bahçelerini sevmem. | Open Subtitles | -أنا لا أحب حدائق الحيوانات . -ماذا تقصدين؟ |
Frederiksbad bahçelerini. | Open Subtitles | حدائق فريدريكسباد |
-Hayvanat bahçelerini severim. | Open Subtitles | أنا أحب حدائق الحيوان |
Hayvanat bahçelerini sever misin? | Open Subtitles | هل تحبين حدائق الحيوانات؟ |
Huntington bahçelerini görmeyi çok isterim. | Open Subtitles | أود ان أرى حدائق "هانتينجتون" |