Bu güzel günde seni buraya, arka bahçeme getiren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي أحضرك إلى رقبةِ الغابةِ هذه فى مثل هذا اليوم الجميلِ، في فنائي الخلفي ؟ |
Kedin önce eşiğime sıçtı, sonra bahçeme... Ve şimdi de garaj yoluma ki buralar benim için kilise gibidir. | Open Subtitles | قطتك تغوطت على عتبة بابي وفي فنائي والآن على طريقي ، وذلك الطريق أشبه بالكنيسة بالنسبة لي |
Bir sorum var. bahçeme para gömmek gibi bir alışkanlığın yok, değil mi? | Open Subtitles | سؤال سريع ليست لديك عادة في دفن النقود في حديقتي الخلفية، أليس كذلك؟ |
bahçeme taş döşüyorum ve bu yüzden nerde atılmış bir tuğla görsem topluyorum. | Open Subtitles | أنا أرصف حديقتي وكلما رأيت قرميدة مرمية آخذها |
Ama eğer arka bahçeme birini gömen ben olsaydım durmadan bunu düşünürdüm. | Open Subtitles | ولكن لو دفنت شخص فى حديقتى, سوف ابقى أفكر فى الموضوع طول الوقت |
Ön bahçeme beş basar bir arka bahçem var. | Open Subtitles | لدي باحة خلفية تجعل باحتي الأمامية تبدو سيئة |
Beni parçalamak için ikinci defa bahçeme girdiğinde biliyordum bunu. | Open Subtitles | عرفتُ في تلك اللحظة التي سرتِ بها إلى ساحتي بأنكِ حولتني إلى شخص جديد |
Beast'e söyle, bahçeme sıçmayı bıraksın. | Open Subtitles | قل ﻠ"بيست" أن يكف عن التغوط على مرجي |
O yüzden de ileride bahçeme bakıp "o prenses kalesinde benim de bir parçam var." demek istiyorum. | Open Subtitles | لكني لا أزال رجل و أريد أن أكون قادراً على النظر إلى فنائي و قول هنالك القليل مني |
Lanet bir adresi bulamadığınız gibi cesetleri de arka bahçeme bırakıyorsunuz. | Open Subtitles | الأمر سيء بما يكفي حتى لا يمكنك التحقق من عنوان لعين، لكنّك أيضًا مدّدتهم شرائح لحم خنزير في فنائي الخلفي؟ |
Arka bahçeme suni çim koydum, nişanlandım. | Open Subtitles | وضعت العشب الاصطناعي في فنائي الخلفي وخطبت، |
İsa'yı arka bahçeme kusuyor ! | Open Subtitles | مـاذا سـأفعل؟ ! الرّب لديّ فيّ فنائي الخلفي |
Yıllarca dünyayı aradıktan sonra arka bahçeme bakmalıydım. | Open Subtitles | سَنَوات مِنْ تَفتيش الكرة الأرضيةِ... ... عندماأناكان يَجِبُأنْأَنْظرَ في فنائي الخلفي الخاصِ. |
Böylece insanlar eğer bahçeme adım atarlarsa, tek bir çıkış olduğunu bilecekler... ceset torbasında... köpeğin yaptığı yaralarla. | Open Subtitles | لذا سيعرف الناس أنهم إذا دخلوا إلى حديقتي يوجد هنالك طريق واحد للخروج في كيس الجسم من إصابات الكلب |
Hayatın boyunca orada durup bahçeme ot seremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكَ الجلوس وبسط مهاد في حديقتي بقيّة عمركَ |
Bu arada, broşürlerinizi benim bahçeme düşürmüşsünüz. | Open Subtitles | بالمناسبة، لقد تركتى بعضا من منشوراتك فى حديقتى |
Arka bahçeme çam ağacı dikiyordum. | Open Subtitles | .... وقتها كنت اضع بعض الصنوبر فى حديقتى.انا |
Arka bahçeme tornado sığınağı yapacağım. | Open Subtitles | سأرمّم ملجأ الأعاصير الذي في باحتي الخلفية. |
Olay yeri falan değil, bahçeme düştüm. | Open Subtitles | لم اسقط في ميدان لعين سقطت في باحتي اللعينة |
Adama dedim ki sana 10 dolar vereyim atın ile bahçeme gel ve çiçeklerimi güberele. | Open Subtitles | أخبرته بأَنَني سأعطيه 10 دولارات ليأتي ...إلى ساحتي مع حصانه ويخصَب أزهاري |
Arka bahçeme izinsiz girmişti. | Open Subtitles | كان يتجاوز ساحتي الخلفية |