"bahane olarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • كعذر
        
    • كذريعة
        
    • ذريعة
        
    Yemin ederim Pauline, hanımların bazıları kulübü toplanmak için bahane olarak görüyorlar. Open Subtitles أقسم لكِ يا بولين بعض هؤلاء السيدات فقط يستغلونه كعذر ليجتمعوا سوياً
    insanlıktan çıkarmak için bir bahane olarak kullandıkları içindir. TED وهم يستخدمون هذا السبب كعذر لتجريدهم من إنسانيتهم.
    Eğer güzel bir kadınla tanışmak istiyorsan... resmi işlerini bahane olarak kullanamazsın. Open Subtitles ولو كنت تحاول ان تقابل امرأة جميلة فلا يحق لك استخدام الأوراق الرسمية كعذر لك لمقابلتها
    Ülkemi çalmak için bunu bahane olarak kullanmak isteyen taraflar. Open Subtitles بعض الأحزاب الذين يستخدمون هذا كعذر لسرقة بلادي
    Ona sorduğumda bilmiyormuş gibi yaptı. 15 yıldır bunu birilerine bağlanmamak için bahane olarak kullanmış. Open Subtitles كان يعلم عندما وصلتُ إلى هنا، ولـ15 عاماً، كان يستخدم ذلك كذريعة لعدم الإلتزام.
    Bence birbirimize benziyoruz, aramızda bir çekim var ve bence sen korkuyorsun, bu yüzden de denememek için yaptığım işi bahane olarak öne sürüyorsun. Open Subtitles أعتقد أننا معجبين كثيراً، أعتقد بيننا انجذاب، وأعتقد أنك خائف، لذا تستخدم عملي كعذر كي لا تسمح لنا بالمحاولة.
    Beni kafana takmana bahane olarak onu kullanmayı bırak. Open Subtitles أريدك ان تكفى عن أستخدامها كعذر للتودد لى
    Hayır sadece sohbet edebilelim ve bağımızı yeniden kuralım diye bir bahane olarak sorduydum. Open Subtitles كنت أستخدم ذلك فقط كعذر لإجراء محادثة و لأعيد ترسيخ ارتباطانا
    Ve anlaşmayı bahane olarak kullanıyorum ve muhtemelen çok önemli değil ve... Open Subtitles واناأستخدماتفاقماقبلالزواج كعذر, .و علىالأرجحهذا ليس أمراًهاماًو.
    Bunu kaçmak için bahane olarak kullanmaktan korkuyorsun çünkü bizle ilgili kaygıların var. Open Subtitles انتِ خائفة لأنكِ تستخدمينها كعذر للهرب لانكِ لديكِ شكوك حولنا
    İşini bir bahane olarak mı kullanacaksın yoksa? Open Subtitles هل ستستغلى هذه الوظيفة كعذر لكل شيء أم ماذا؟
    Yeteneğini, bahane olarak kullandığını ve ölülere daha çok önem verdiğini hissediyorum-- Open Subtitles ميليندا ، علي أن أقول شيئاً أشعر وكأنكِ تستخدمين هبتكِ كعذر وبأنكِ تهتمين بالأموات أكثر
    Bunu bir araya gelmek için bahane olarak kullanıyorsunuz. Open Subtitles أنتمـا تستغلان هذا كعذر لتعودا معـاً مجدداً
    Kocandan saklanmak için beni bahane olarak kullanamazsin. Open Subtitles لا يمكنكِ أن تستخدميني كعذر لتختبأي عن زوجك
    Bazen bir bahane olarak kullanılmaktadır. Open Subtitles كيف ربما انك استخدمت ذلك كعذر هل هذا صحيح ؟
    Çekici insanların, gösteriş yapmak için hayır işini bahane olarak kullanmaları bu. Open Subtitles ,إنه إستعراض للشعبية إنه مجرد إنتخاب ذاتي للأشخاص الأكثر جاذبية مستخدمين العمل الخيري كعذر لكي يبرزوا أنفسهم
    Senin işi, benime vakit geçirmemek için bir bahane olarak kullanma ihtiyacı hissetmeyeceğini düşünmüştüm. Open Subtitles بالعمل تتذرعي لم لو أتمنى بصحبتي الوقت تقضي لا كي كعذر
    Hiç kimsenin cehaleti bahane olarak kabul edilmeyecek. Open Subtitles لا تدعوا أي رجل يتخذ عدم معرفته بهذا الأمر كعذر
    Kuzey Amerika ve bu şehre eziyet etmek amacıyla ordularına güç sağlamak için Silora'nın ölümünü bahane olarak kullanacaklar. Open Subtitles وسوف يستخدموا وفاتها كذريعة لجلب قوة جيشهم للهجوم على أمريكا الشمالية وعلى هذه المدينة
    Dürüst ol ve lütfen, lütfen uygulamayı bahane olarak kullanma. Open Subtitles بصراحة، وأرجوك لا تستخدم التطبيق كذريعة.
    Bu çocukların bir çoğu Classic'i tüm hafta sonunu parti ile geçirmek için bir bahane olarak görüyor. Open Subtitles كثير من هؤلاء الاولاد يظنون أن دورة الكلاسيكي هي ذريعة للاحتفال طوال نهاية الأسبوع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more