"bahaneyi" - Translation from Turkish to Arabic

• العذر
• الأعذار
• المبرّر

Aynı bahaneyi on yıl sonra bir kadının kocasına kullandı ve işe yaradı.
بل هي من كانت تُقبِّلني لقد اعتاد قَوْل ذلك العذر مع أزواج النساء بعد عشر سنوات و نجح هذا معه

Bu bahaneyi çizgi roman fuarına mı saklıyordun?
هل وفرت ذلك العذر لمؤتمر حول المجلات الهزلية؟

4 yıl önce Maserati'mle trafik kazası geçirdiğinde de aynı bahaneyi uydurmuştun.
لقد استخدمتي نفس العذر قبل اربع سنوات عندما حطمتي سيارتي الموزراتي

Becca, istihbarat her yönden inceledi, her bahaneyi değerlendirdi.
بيكا، الوكالة نظرت في كل الاحتمالات و كل الأعذار

Ve sen ona bu bahaneyi verdin.
وأنت أعطيته ذلك المبرّر

Ben de ne zaman dayak yesem bu bahaneyi kullanırdım.
لو تلقيت قرشاَ في كل مرة تقول هذا العذر ...

Daha önce kimse bu bahaneyi kullanmamıştı.
حسنٌ ، لمّ يحاول أحدهم طرح هذا العذر قبلاً.

Birisini uzaklaştırmak için bu bahaneyi çok kullandın mı?
كم عدد المرات برأيك التي استخدمتِ هذا العذر لدفع شخص ما بعيدا؟

Siktiğim kelleni koparınca aynı bahaneyi kullanmamın bir sakıncası olur mu dostum?
لذا عندما أقوم بقطع رأسك اللعين، لن تمانع في أن أستخدم ذلك العذر يا صديقي؟

O bahaneyi geçen hafta kontrol etmek için kullandın.
أظنّك تعللتِ بهذا العذر الأسبوع الماضي للاطمئنان عليّ.

Karşındaki kızı ekmek için her zaman bu bahaneyi mi kullanırsın?
كم مرّة استخدمتَ هذا العذر من قبل؟

Gemilerini havaya uçurursan onlara bu bahaneyi vermiş olursun.
ولقد فجرت السفينة فأنت تعطيهم العذر

Bu bahaneyi mi kullanıyorsun?
هل هذا هو العذر الذي تستخدمه ؟

(Kahkahalar) ya da yemek çubuklarında ustalaşmamak için inanılmaz haklı bir bahaneyi.
(ضحك) أو العذر المقبول بشكل مدهش لعدم إتقان استخدام عيدان الطعام.

O bahaneyi ben icat ettim.
أنا أخترعت هذا العذر.

Başarısız olacaksınız, çünkü tutkunuzu yapmayacaksınız, çünkü yeni bir bahane icat edeceksiniz, harekete geçmeyi başarısız kılacak bir bahane ve ben bu bahaneyi çok defalar duydum. "Evet, harika bir kariyer sürdürebilirdim ama ben insan ilişkilerine başarıdan daha büyük önem veriyorum."
سيفشلون لأنهم لأنهم لا يقومون به لأنهم يقومون باختلاق عذر جديد أي عذر للفشل في التصرف، وهذا العذر سمعته العديد من المرات " نعم، سأسلك مسيرة عمل رائعة، لكنني أعطي قيمة للعلاقات الإنسانية أكثر من الإنجاز

Böylece dünyayı terk etmek için gerekli bahaneyi bulmuş oldu.
كان العذر الذي (يحتاجه لمغادرة (الأرض

Mercia'yı istila etmesi ve Kral olması için gereken bahaneyi.
العذر لغزو (مرسيا) وأن يصبح ملكها.

Babama tam olarak istediği bahaneyi verirsiniz.
ستمنحين والدي الأعذار التي يحتاجها.

29 yıldır hocayım ve her türlü bahaneyi duydum.
ولقد سمعت كافة الأعذار

Bu iş yüzüne patlar ve Laguerta'ya seni tekrar ahlak masasına göndermesi için aradığı bahaneyi vermiş olursun.
تكونين قد أعطيتِ (لاغويرتا) المبرّر الذي كانت تتطلّع إليه لإعادتك لمكافحة الرذيلة