"bahsedip" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتحدث عن
        
    • عن الحديث
        
    • عن الكلام
        
    • يتكلم عنه
        
    • وشرحتُ
        
    Amcamın ölümünden ve ailenin lanetinden bahsedip durdu ve beni korkutmaya çalışmamasını ve işine bakmasını söyledim. Open Subtitles لقد ظل يتحدث عن موت عمى و لعنة عائلتى لقد سألته إن كان يحاول إخافتى و طلبت منه أن يهتم بشؤونه
    TV'deki herkes, sadece seksten bahsedip duruyor. Open Subtitles حسناً, كل شخص شاهد التلفاز يتحدث عن أشيائها الجنسية
    David ondan bahsedip duruyor. Open Subtitles هل تعلم ان ديفيد يتحدث عن ذلك طوال الوقت
    Dünya'daki her şeyin daha iyi olduğundan bahsedip duruyorsunuz. Open Subtitles تعتقدين ان كل شىء على الارض افضل ولا تتوقفى عن الحديث عنه
    Polarize lenslerinin ne kadar harika olduğundan bahsedip duruyor. Open Subtitles لا أستطيع التوقف عن الكلام كيف هي رائعة هذه العدسات المستقطبة.
    Yerlilere göre rahiplerin bahsedip durduğu şu "kıyamet günü" ne günler kalmış olabilir. Open Subtitles يقول السكان المحليّون... إنّ يوم الحساب الذي يتكلم عنه الرهبان... قد يتحقق بعد بضعة أيام
    Sesli mesaj bıraktım. Darılma olmadığından bahsedip payımı istediğimi söyledim. Open Subtitles تركتُ لها رسالة في البريد الصوتي، وشرحتُ لها أنّه لا توجد ضغينة.
    Evet ama çok da güzel olmadı çünkü sürekli bunun intikamını alacağından bahsedip durdu ve beklenildiği gibi, birkaç gün sonra da... Open Subtitles أجل, عدا أنه لم يكن رائعاً لأنه ظل يتحدث عن أنه سيرد لي المزحة وبالتأكيد بعد بضعة أيام
    Bakın, kimin ödediğini bilmiyorum ama Yates, Tanner diye birinden bahsedip duruyordu. Open Subtitles انظري، انا لا اعلم لصالح من كان يعلم ولكن يايتس كان دائماً يتحدث عن شخص اسمه تانر
    Ama gerçekten Oliver, sürekli senden bahsedip duruyor. Open Subtitles ولكن بجدية، أوليفر، أنت كل ما من أي وقت مضى يتحدث عن.
    Daha büyük işlerden bahsedip duruyor ama... ben kokusunu bile almıyorum. Open Subtitles يتحدث عن التوسع من هنا لكنني لا أعتقد ذلك
    Çölde gizemli şekilde hareket eden kayalardan bahsedip duruyordu. Open Subtitles و كان يتحدث عن صخور تتحرك بطريقة غامضة على أرض الصحراء
    Herkes senin ne kadar güzel olduğundan bahsedip duruyor Ella. Open Subtitles تعرفين، ان الجميع يتحدث عن جمالك يا إيلا لكن بالنسبة لي
    Ama bütün hafta senden bahsedip durdu. Open Subtitles لكنه لا يتحدث عن شئ طوال الاسبوع سواكي
    Size sormam gerek, hükümetin tutumundan bahsedip duruyorsunuz, peki yaptıklarım için siz ne düşünüyorsunuz? Open Subtitles لابد لى ان اسالك انت لاتتوقفى عن الحديث عن موقف الحكومه ماهو شعورك حول ما افعله ؟
    Yeni voleybol koçunun ne kadar eğlenceli ve istekli biri olduğundan bahsedip durdu. Open Subtitles و لا يستطيع التوقف عن الحديث كم هو ممتع و الحماس الذي كان به مدربه الجديد لكرة الطائره
    Yemekten bahsedip durmayın! Karnımı acıktırıyorsunuz. Open Subtitles توقف عن الكلام عن الطعام كلامك يجلب لي الجوع
    Jessica'dan bahsedip duruyor. Open Subtitles لا يريد التوقف عن الكلام عن جيسكا.
    Sürekli kendinden bahsedip durdu. Open Subtitles كل الذي يتكلم عنه هو عن نفسه
    - Takım arkadaşın Mark'ın bahsedip durduğu şey ne? Open Subtitles -ما الأمر ؟ - ما هذا الهُراء ... الذي يتكلم عنه صديقك (مارك) ؟
    Sesli mesaj bıraktım. Darılma olmadığından bahsedip payımı istediğimi söyledim. Open Subtitles تركتُ لها رسالة في البريد الصوتي، وشرحتُ لها أنّه لا توجد ضغينة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more