Ona fahişeden bahsettiğimde sanki hiç haberi yokmuş gibiydi. | Open Subtitles | عندما ذكرت بأنّ المومس إليه، هو لم يبد حتى للمعرفة. |
Anne, konferanslardan bahsettiğimde gelmen gerektiğini anlatmaya çalışmıyordum. | Open Subtitles | أمي ,عندما ذكرت أمر الاجتماع لم أقصد انه عليكِ الحضور |
Baş etmem gereken ikinci zorluk ise, oğlumun ölümünden bir intihar olarak bahsettiğimde, anlayış ve hatta merhamet istemeliyim. | TED | التحدي الثاني لدي أنه يجب علي أن أطلب التفهّم وكذلك الرحمة عندما أتحدث عن وفاة ابني انتحارًا. |
Sanmıyorum çünkü ona üniversiteden bahsettiğimde benim için mutlu oldu. | Open Subtitles | أوه حقا؟ أجد هذا شيء يصعب تصديقه لأني أخبرته عن المنحة و كان سعيدا لأجلي |
(kuyruklu küçük piyano) Ve ona "baby grand"den bahsettiğimde bana ne söylediğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ماذا قالت عندما ذكرتُ "أصغر بيانو كبير"؟ |
Peki Klaus nerede? Ona Rebekah'tan bahsettiğimde, başka bir ipucunun peşine düşeceğini söyledi. | Open Subtitles | لمّا أنبأته بشأن (ريبيكا)، قال إنّه سيلاحق دليلًا آخر. |
Delikten bahsettiğimde savunmaya geçtin. | Open Subtitles | كنتي في وضع الدفاع عندما اخبرتك عن ثقب التي شيرت |
Anlaşmadan bahsettiğimde gözünü bile kırpmadı. | Open Subtitles | بل إنّه لمْ يرمش له طرفٌ حينما ذكرت عقد الشيطان |
Aday olabileceğimden bahsettiğimde ise şaka olmaktan çıktı. | Open Subtitles | و عندما ذكرت أني قد أترشح، لم يعد الأمر مزاحاً |
Sırlardan bahsettiğimde direk oraya baktı. | Open Subtitles | نظر إليها مباشرةً عندما ذكرت الأسرار |
..ailenden bahsettiğimde darmadağın olmuştun, hatırladın mı? | Open Subtitles | انفعلتى عندما ذكرت والديكى، اتتذكرين؟ |
Zvenigorod'dan bahsettiğimde mi? | Open Subtitles | عندما ذكرت زفينقراد؟ |
Geçen sefer bu çocuklardan bahsettiğimde Bakan Curry'nin gözleri neredeyse yerinden uğradı. | Open Subtitles | (الوزير (كوري لقد برزت مقلتا عينيه عندما ذكرت هؤلاء الرجال |
Onun ölümünden bir intihar olarak bahsettiğimde, hayatının sonunda sergilediği korkunçluğu önemsizleştirmeye çalışmıyorum. | TED | عندما أتحدث عن وفاته انتحارًا، لا أحاول أن أقلل من الإثم الذي ارتكبه في نهاية حياته. |
Normalde geçici ölümden bahsettiğimde insanlar bana Vulcan işareti yapıp gülerler. | TED | إنني عادة حينما أتحدث عن تعليق الحركة فإن الناس يشيرون إلي بشارة فولكان ويضحكون. |
İnançtan bahsettiğimde, neden her zaman Tanrı'dan söz ettiğimi düşünüyorsun? | Open Subtitles | عندما أتحدث عن الإيمان لم تفترض دائماً أنني أتحدث عن الإله |
İşten bahsettiğimde telefonda resmen yalvarmaya başladı. | Open Subtitles | عندما أخبرته عن فرصتك، كان يزحف تقريبا عبر الهاتف |
Ona Kent ve katliamdan bahsettiğimde bundan iyi bir film yapılabileceğini düşündü. | Open Subtitles | عندما أخبرته عن (كينت) والمجزرة إعتقد أنه سيكون فيلمًا جيدًا |
Geçen gün Bay Carpenter'den bahsettiğimde... | Open Subtitles | مُنذ بضعة أيّام... عندما ذكرتُ السيّد (كاربنتر)... |
Ona Rebekah'tan bahsettiğimde, başka bir ipucunun peşine düşeceğini söyledi. | Open Subtitles | لمّا أنبأته بشأن (ريبيكا)، قال إنّه سيلاحق دليلًا آخر. |
En son sana işten bahsettiğimde çalmıştın. | Open Subtitles | آخر مرة اخبرتك عن المهمة انت سرقتها |
Anslinger'dan bahsettiğimde, bir şey oldu. | Open Subtitles | و حينما ذكرت (آنسيلر) ، ظهر عليها شيءً. |
Reddington'un temizlikçisinden bahsettiğimde bunun bir kadın olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | (عندما ذكرت أمر مُنظفة (ريدينجتون ستعرفين أنها كانت إمرأة |