Benim için bir iyilik yapabileceğini düşündüm. Tanrım. Yine köpek bakıcılığı mı? | Open Subtitles | أظن أنه يمكنك أن تفعل لي معروفاً جيد، المزيد من مجالسة الكلب؟ |
Bir grup yetime bebek bakıcılığı yapmak oyunumuzun bir parçası değildi. | Open Subtitles | مجالسة زمرة من الأيتام لم تكن جزءاً من خدعتنا |
Bu aile için 5 yıl önce bebek bakıcılığı yapmıştım. | Open Subtitles | كنتُ أعمل جليسة أطفال لتلك العائلة منذ خمسة أعوام مضت |
- Bu akşam bebek bakacağını sanıyordum. - Bebek bakıcılığı yapmasının tek nedeni... - Hay lanet... | Open Subtitles | ـ كنت أعتقد أنكِ جليسة أطفال الليلة ـ السبب الوحيد الذى يجعلها جليسة أطفال هو أن تجد مكان لى |
Bu yaşlı kadına bakmak bebek bakıcılığı gibi olacak galiba. Sadece daha büyük alt beziyle. | Open Subtitles | رعاية تلك العجوز سيكون مثل حضانة الأطفال لكن مع حفاضات أكبر |
Sen bakıcılığı üstlen, ben Angel'ı öldürürüm. | Open Subtitles | انت كن جليس الأطفال وان سأذهب لأقتل انجل |
Üstelik, bebek bakıcılığı sertifikam var. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك، أنا لديّ قدرات رائعة في مجالسة الأطفال |
Esasen bebek bakıcılığı gibi bir iş. | Open Subtitles | فى الواقع لا يختلف ذلك عن مجالسة الأطفال |
Çünkü kocana bebek bakıcılığı yapmak için bir iş gezisini reddetmek hiç de profesyonelce olmaz. | Open Subtitles | لان رفضك لرحلة عمل لأجل مجالسة زوجك هو امر غير مهني البتة |
Hiç, ailesi onu almaya gelmeyen çocuklara bebek bakıcılığı yaptığımız hissine kapıldınız mı? | Open Subtitles | ألا تشعرون بأننا عالقون في مجالسة طفل هل يأتي والديه لأخذه ؟ |
Bebek bakıcılığı yapıyorum sanki ama para almıyorum. | Open Subtitles | أشعر كأني جليسة أطفال، بستثناء أني لم أحصل على المال |
Ben güvenliğinizin başıyım ve benim şoförlük ve bebek bakıcılığı yapmamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنا رئيس حرسك.. وتريديني ان أكون سائقاَ و جليسة أطفال |
Ben güvenliğinizin başıyım ve benim şoförlük ve bebek bakıcılığı yapmamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنا رئيس حرسك.. وتريديني ان أكون سائقاَ و جليسة أطفال |
Çocuk bakıcılığı yaptığın için sana ödeme yapmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر كما لو انني ينبغي علي ادفع لك مالا من اجل رعاية الصغير |
Lanet bir Deve dönüşüp dönüşmemen umurumda değil ama Kaptan Levi'n senin gibi birine bebek bakıcılığı yapma- | Open Subtitles | ،لا أعلم شيئًا بشأن ذلك الهراء عن كونك تستطيع أن تتحوّل إلى عملاق ...إلا أنه لا يعقل أن نجعل من القائد ليفاي جليس أطفـ |
Bebek bakıcılığı yapacak zamanımız yok. Toplamamız gereken sığırlar var. | Open Subtitles | لا نملك وقت لمجالسة الصغار، عندنا ثيران طويلة القرن لنجدها |
Kramer'in banliyöde çocuk bakıcılığı işi sırasında gasp edildiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن كرايمر تعرّض للنهب في الضواحي أثناء قيامه بمجالسة طفل. |
20 yaşlarında... Lisede tek yapabileceğim çocuk bakıcılığı yapmaktı. | Open Subtitles | وعمرى 20 سنة استطعت أن أرعى طفلاً بالمدرسة العليا. |
Çocuk bakıcılığı yaptığın zaman, mutfağı temiz bırak sonra... | Open Subtitles | عندما تجالسين الأطفال أتركي المطبخ نظيفاً |
Hayır, kızın öldüğü gece onunla bebek bakıcılığı için konuşacağını söylemişti. | Open Subtitles | لا، قال إنه تحدث معها عن المجالسة ليلة مقتلها. |
Ben ailesiyle birlikte kalan ve sevgilisiyle sevişebilmek için bebek bakıcılığı yapan yetişkin bir erkeğim. | Open Subtitles | انا رجل راشد يعيش مع والديه ومضطر للقبول برعاية الأطفال كي يتمكن من معانقة صديقته |
Söylesene, Ranger, Ajan Burnside'a bebek bakıcılığı yapmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | حسناً، أيها الجوال، كيف يكون شعورك كجليسة أطفال لبورنسايد |
Baba, annem Flanders'larda nimRod ve nimTodd'a bebek bakıcılığı yapıyor. | Open Subtitles | أبي أمي في منزل آل فلاندر تجالس النمس رود والنمس وتود |
Şu çocuk bakıcılığı tam zamanlı bir işe dönüştü. | Open Subtitles | حاضن الأطفال ذاك عاد للعمل بوقت كامل |
10 yaşından beridir çocuk bakıcılığı yapıyorum. | Open Subtitles | عملت كمربية اطفال عندما كنت فى سن العاشرة. |