Onun bakımını sağlayabilmek için bu evi ters ipotek yaptırdım. | Open Subtitles | أقترض المال بضمان هذا البيت لأدفع قيمة دار العناية. عمّي.. |
Sigorta 24 saat bakımını ve cihazları ödüyor. | Open Subtitles | التأمين يتحمل العناية 24 ساعة وكذلك الأدوات |
İhtiyacın olan bütün yardımı sağlayabilir, dünyanın en iyi bakımını sunabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أوفر لكِ المساعدة التي تريدينها أفضل رعاية في العالم |
Bu insanlar yaşlılarına bakmak, çocuklarının bakımını sağlamak, kişisel ilgi alanlarını geliştirmek veya kişisel sağlık sorunları nedeniyle işlerine ara veriyor. | TED | هؤلاء الناس الذين انقطعوا مهنياً عن العمل لرعاية المسنين، ومن أجل رعاية الأطفال ، ومتابعة مصلحة شخصية أو مشكلة صحية شخصية. |
Dolayısıyla düşündük ki, acaba mobil teknolojinin gücünü kullanarak göz bakımını bu insanlara ulaştırmak mümkün mü? | TED | لذا قلنا، هل يمكننا تسخير قوة التكنولوجيا المحمولة لإيصال الرعاية الصحية للأعين بطريقة جديدة؟ |
Şefinizin dediğine göre, siz 11. katın bakımını sabah 5.00 da yapıyordunuz. | Open Subtitles | وفقاً للمشرف لقد كنت في أعمال الصيانة في الطابق 11 الخامسة صباحاً |
Makinelerden anlarım. Bu buz teknesinin bakımını ben yapıyorum. | Open Subtitles | لدى خبره ميكانيكيه جيده أقوم بتشغيل و صيانة هذه المركبه الثلجيه |
Sadece diyorum ki eğer Cadılar Bayramı için kıyafet giyecek zamanınız varsa, herhalde babamın temel bakımını yapacak vaktiniz de vardır. | Open Subtitles | , لو ان لديكِ الوقت لملابس عيد القديسين فلابد ان لديكِ الوقت للاعتناء بأبي |
Hasta bakımını rekabete dönüştüremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصنع من العناية بالمريض مسابقة |
Foreman beni hasta bakımını oyuna dönüştürmekle suçladı. | Open Subtitles | لقد اتهمني فورمان بأنني ألعب في العناية بالمريض |
Şayet teknenin bakımını üstlenmeyeceklerse bununla ilgilenebilecek birine satsınlar daha iyi. | Open Subtitles | إذا عائلتِكَ لَنْ تَأْخذَ العناية المُحْتَرمة سمك، هم يَجِبُ أَنْ يَبِيعوها إلى شخص ما الذي سَ. |
Sen şahsen, onların tam bakımını üstleneceksin. | Open Subtitles | ستكون شخصيا مسؤلا عن العناية الكاملة بهم |
Ayrıca Hilda ve ben babamın bakımını aramızda paylaşacağız. | Open Subtitles | بجانب، انني وهيلدا قسمنا المسؤوليات في رعاية والدي |
Belki de bu duyarsızlığım ailemizin bakımını tek başıma üstlenmiş olmamdan geliyor olabilir. | Open Subtitles | لربما جاء تهكمي من إدراكي أن مسئولية رعاية والدينا كانت من نصيبي أنا وحدي |
Efendim, evrensel çocuk bakımını bırakmanız gerek. | Open Subtitles | سيدتي، أنت نفاية رعاية الطفولة العالمية. |
Onun özel bakımını da unut. | Open Subtitles | مثل الفتاة الصغيرة الصالحة ستنسين أن تُمنح الرعاية اللازمة |
Belki de, devlet bakımını düşünmenin vakti gelmiştir artık. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لنفكر في الرعاية الحكومية. |
Öyleydi, ama sonra bir doktor olarak fark ettim ki, tıbbi bakımını üstlenmesi gereken en donanımlı kişi benim. | Open Subtitles | كان عليه، لكنني أدركت أن كطبيبة، وأنا بافضل استعداد لضمان الرعاية الطبية الخاصة بكِ. |
Saçının bakımını yapan ayağına kadar geliyorsa neden dışarı çıkasın ki? | Open Subtitles | لم ّ الخروج بينما يمكن لفتى الصيانة أن يأتي إليك؟ ،بأمانة |
bakımını yaptırmaya üşendim. Görünmesi bile yeter dedim. | Open Subtitles | لقد تكاسلت في الصيانة وأعتقدت بأن التهديد يكفي |
Ben İHA'ların bakımını yaparım. | Open Subtitles | وأنا أتولي صيانة الطائرات التي بدون طيار |
Böylesi çocukları eğitip, bakımını üstlenen insanlar var. | Open Subtitles | هنالك اشخاص مدربون للاعتناء بمثل هؤلاء الاطفال |