Beş kişiydiler bazı haritalara bakıyorlardı. Planlı bir toplantıydı. Pardon? | Open Subtitles | كانوا ينظرون لخريطة كان إجتماعاً منظماً معذرة؟ |
Bize hayvanat bahçesinden gelmişiz gibi bakıyorlardı. | Open Subtitles | و قد كانوا ينظرون الينا كاننا من حديقة الحيوانات |
Ve değişik bir şeyler vardı, sanki bana bakıyorlardı. | Open Subtitles | و كان هناك شىء مختلف بشأنهم كأنهم كانوا ينظرون الى مباشرة |
Cogu aile cocuklarına sevgiyle degil, mecbur oldukları icin bakıyorlardı. | Open Subtitles | "لا تجد الاهل سعداء بالطفل ، لا تراهم يرقصون أو يصرخون " "على العكس يتكتمون " |
O çocukların yüz ifadelerini bir görmeliydin Bana sanki beni tanıyorlarmış gibi bakıyorlardı | Open Subtitles | كان عليك ان ترى وجوه هؤلاء الاطفال نظروا لى و كأنهم يعرفونى بالفعل |
Sanırım bıçağa bakıyorlardı, yüzüne değil. | Open Subtitles | أعتقد أنهم كانوا يُحدّقون في سكّينه و ليس في وجهه. |
Sonra dışarıda dikiliyordum ve tüm o herifler bana böyle bakıyorlardı ve sanki içlerinden "gördüğüm en iyi mekân" diyorlardı. | Open Subtitles | وكنت واقفة في الخارج وكل اولائك الرجال كما لو كانوا ينظرون ليّ وهم كما لو كانوا "افضل فتاة على الاطلاق" |
İlk plajda yürüdüğüm zamanı hatırlıyorum da, kaslı bir apaçi olduğum için insanlar bana bakıyorlardı. | Open Subtitles | أذكر أول مرة مشيت إلى الشاطئ الناس كانوا ينظرون إلى كأني الطفل المعضل الضخم |
Diğer elemanlar sanki ateşi bulmuşum gibi bana bakıyorlardı. Süper! | Open Subtitles | الآخرون هُناك كانوا ينظرون إليّ و كأننيّ أكتشفت النار. |
- Güneş doğduğunda sana bakıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا ينظرون إليك جيداً عندما أشرقت الشمس |
İçeri bakıyorlardı. Bana bakıyorlardı. | Open Subtitles | وكانوا ينظرون بالداخل كانوا ينظرون إليّ. |
Ve Netflix'deki sıralanmalara bakıyorlardı, ve bir çoğumuzunda farkına vardığı komik bir şeyin farkına vardılar, bizim evlerdeki bazı filmler düzeniğinde hızlıca girer ve çıkar. | TED | وقد كانوا ينظرون إلى قوائم نت فليكس، ولاحظوا أمرا مضحكا نوعا ما الكثير منا لاحظه، هو أن هناك أفلام تندفع نوعا ما نحو الأعلى وخارجا إلى بيوتنا. |
Bagajlara bakıyorlardı. Yarın gideriz. | Open Subtitles | كانوا ينظرون في سياراتهم . سنذهب غدا |
Birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ينظرون فقط إلى أعين بعضهم البعض |
Bana bakıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا ينظرون إلي |
Çoğu aile çocuklarına sevgiyle değil, mecbur oldukları için bakıyorlardı. | Open Subtitles | "لا تجد الاهل سعداء بالطفل ، لا تراهم يرقصون أو يصرخون " "على العكس يتكتمون " |
Elimde sihirli bir değnek varmış gibi bana bakıyorlardı. | TED | نظروا إليّ كما لو كنت أملك الجواب السحري. |
Bana deli ya da aptalmışım gibi bakıyorlardı. | Open Subtitles | و حينها نظروا إليّ كمـا لو كنت غبيـا أو مجنونـا أو أمرًا |
Gitgide daha fazla Rus geçiyordu, camdan bakıyorlardı sonra bir tanesi birden içeri girdi. | Open Subtitles | "إيلفريدي فون أسل" مواطنة من برلين جاء المزيد والمزيد من الروس، و نظروا عبر النافذة ثم قام أحدهم فجأة بإقتحام المكان |
Bir grup polis ağaca bakıyorlardı. | Open Subtitles | -بضع من رجال الشرطة يُحدّقون في شجرة . |