Seni hapisten kurtarmama yardım edersem bana bakacağını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنني لو ساعدتك لتخرج من السجن ستعتني بي |
Evet, isimlerini öğrenemedim daha ama çaresine bakacağını söyledi. | Open Subtitles | أجل, حسناً, لم أتعرَّف أسمائهم بعد, لكنها قالت أنها ستعتني بالأمر |
Kendini nasıl şımartacağını ve âşıklarına nasıl bakacağını iyi biliyor. | Open Subtitles | تعرف كيف تدلل نفسها لكنها تعرف أيضاَ كيف تعتني بحبها |
Tam Tonn çağresine bakacağını söylemişti ki Natre ortadan kayboldu. | Open Subtitles | تن قال بانه كان يعتني بها. بعذ هذا, ناتر اختفت. |
Annesi oturdu ve Noor ayaklarını ovdu, mezun olunca ona bakacağını söyledi. | TED | جلستْ أرضاً وقام نور بتدليك قدميها، قائلاً أنه سيعتني بها حالما يتخرج. |
Buraya beni ziyarete geldi ve davama bakacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد جاءت لزيارتي هنا وقالت أنّها ستنظر في قضيّتي |
Nereye bakacağını bilirsen, parmak izlerini bulursun. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ماهي خططك للفوز؟ إذا عرفتي عن ماذا تبحثين فستجدين بصمات اصابعهم |
Eski patronun çeneni kapalı tutarsan tanığın icabına bakacağını mı söyledi? | Open Subtitles | رئيسك القديم أخبرك إذا أبقيت فمك مغلقاً، سيهتم بأمر الشاهد عنك؟ |
Kardeşin ona bakacağını söyledi. O iyi bir anne | Open Subtitles | اختكِ قالت أنها ستعتني به، وهي أمٌ صالحةٌ |
Tatildeyken çiçeklerime bakacağını söylemiştin, hatırladın mı? | Open Subtitles | قلت أنك ستعتني بزرعي في فترة إجازتك ألا تذكر ؟ |
Bence en iyi yol, Dee'ye eşinin icabına bakacağını söylemek olur. | Open Subtitles | أعتقد أنّ أفضــــــــــل مسار بالنسبة لك هو أنْ تخبر دي أنّك ستعتني بأمر الزوج. |
Ya düşündüğün kadar mutsuz değilsin ya da acayip korkak ve zayıf karakterlisin ve kendine nasıl bakacağını bilmiyorsun. | Open Subtitles | اما انك لست غير سعيد كما تظن او انك جبان و ضعيف و لا تعرف كيف تعتني بنفسك علىالاطلاق |
Ona nasıl bakacağını nereden bilsin. | Open Subtitles | أعني، إنها ليست أماً إنها لا تعرف حتى كيف تعتني به |
Neyse ki, ev arkadaşım bana nasıl bakacağını biliyor. Güzel! | Open Subtitles | لحسن الحظ، شريكتي بالغرفة تعرف كيف تعتني بي |
Yani kaderin bunun çaresine senin yerine bakacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | اذا .. ماذا .. تظن ان القدر سوف يعتني بها ؟ |
Ona meydan okumalısın, onu rekabete zorlamalısın ona nasıl savaşacağını, nasıl başının çaresine bakacağını öğretmelisin. | Open Subtitles | أعني, عليك أن تتحداه أن تجعله يتنافس تعلمه كيف يكافح, أن يعتني بنفسه |
Ama Diyakon'un onlara bizim kadar iyi bakacağını bilerek avutuyorum kendimi. | Open Subtitles | ولكن ما يواسيني هو معرفة أن الشماس سيعتني بهم بقدر إستطاعته. |
Onu uyarmaya çalıştım ama babam geliyordu. İcabına bakacağını söyledi. | Open Subtitles | حاولتُ أن أحذره بأنّه أبي قادم فقال أنّه سيعتني بالأمر |
Bana herkesin baktığı gibi gözlerinde nefretle bakacağını düşünüyorum da. | Open Subtitles | التفكير بأنّك ستنظر إليّ كما ينظر لي الآخرون بنظرة كراهية... |
Bana herkesin baktığı gibi gözlerinde nefretle bakacağını düşünüyorum da. | Open Subtitles | التفكير بأنّك ستنظر إليّ كما ينظر لي الآخرون بنظرة كراهية... |
Ama bu dünyada büyü var. Yalnızca nereye bakacağını bilmelisin. | Open Subtitles | لكنْ هنالك سحر في هذا العالَم عليكِ أنْ تعرفي أين تبحثين وحسب |
Nereye bakacağını bilirsen pek çok şeyi bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على معظم الاشياء اذا علمت اين تبحثين |
Wilke, Tanrım. Bana o işin çaresine bakacağını söylemişti. | Open Subtitles | ياربى ، والك ، اخبرنى انه سيهتم بهذا كله |
Eğer nereye bakacağını bilirsen her zaman bir şey vardır. | Open Subtitles | هناك دائما شيء إذا كنت تعرف أن ننظر فيها. |
Amcam olmasa, kimsenin dönüp sana bakacağını mı zannediyorsun? | Open Subtitles | لم اكن لانظر اليك مره اخرى لولا عمك |
Eva'nın çocuğuna bakacağını sanıyorsun gerçekten? | Open Subtitles | هل تعتقد حقا إيفا سوف تأخذ الرعاية من ابنك؟ |
Şiirlerime bakacağını söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني انه سيلقي نظرة علي شِعري. |