Maliye Bakanı'nın yalnızca golfte iyi olduğunu sanırdım, ama çok hızlı davrandınız. | Open Subtitles | إعتقدت بأن وزير المالية جيد في الغولف فقط، ولكنك سريع التصرف أيضًا |
Bu yenilik, İçişleri Bakanı'nın da istediği gibi mezar hırsızlarını işlerinden edebilir ancak aynı zamanda bu ülkeyi de bölecek! | Open Subtitles | الآن ، هذه الإصلاحات قد تحرم لصوص القبور من أعمالهم ، كما ينوي وزير الداخلية لكنهم سيُقسمون أيضاً هذه الأمة |
Bildirgeyi Dışişleri Bakanı'nın dikkatine sunup önemini anlattım. | Open Subtitles | لقد ذهبت بنص الأعلان إلى السيد وزير الخارجية وشرحت له جوهر مواده |
O ve Savunma Bakanı'nın da hapiste olduğu sonucu çıkıyor. Casusluk şebekesiymiş. | Open Subtitles | فهمت أنه كان في السجن أيضًا، وكذلك وزير الدفاع لقد كانت شبكة تجسس |
Üzgünüm bayan ama Adalet Bakanı'nın emirleri gayet açıktı. | Open Subtitles | آسف يا سيّدتي، لكن أوامر المدّعي العامّ كانت واضحةً جدّاً |
Savunma Bakanı'nın başdanışmanı. | Open Subtitles | مستشار عامّ وزير الدفاع, هل فهمت؟ انك تعرف كل هذا |
Sen, patronum olan Savunma Bakanı'nın kızının hayatını kurtardın. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياة ابنة وزير الدفاع، الذي يتصادف أنه رئيسي |
Bakanlığın ve Savunma Bakanı'nın da durumdan haberdar olmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | .سأتأكد أن وزير الدفاع والوزارة نفسها على علم بهذا |
İsrail Savunma Bakanı'nın evinin hemen yanındaki bu bahçe üzerinde tam anlamıyla bir savaş yaşanıyor. | Open Subtitles | بيت وزير الدفاع, البيارة أصبحت معركة شرعية والتي ستحل |
Bu şekilde komşu Savunma Bakanı'nın evinden bakıldığında çevre net bir biçimde görülebilecektir. | Open Subtitles | وهذا سيمكن من رؤية واضحة في البيارة المجاورة لمنزل وزير الدفاع |
Bu kesinlikle Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı'nın hakkında öneride bulunmaları gereken bir konudur. | Open Subtitles | بالتأكيد هذه المسألة تخص وزير الخارجية و وزير المالية و ليس بإستشارة محامي |
Seni de Donanma Bakanı'nın önünde rezil ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | و أعتذر أني جعلتك تبدو كالمغفل أمام وزير البحرية |
Teşkilat müdürleri, Donanma Bakanı'nın evinde kağıt oynuyormuş. | Open Subtitles | لعبة أوراق بين رؤساء الوكالة في منزل وزير البحرية |
Donanma Bakanı'nın evine yaklaşırken görüntülenmiş. | Open Subtitles | قامت كاميرا المراقبة بتصويرها عند إقترابها من منزل وزير البحرية |
Donanma Bakanı'nın evinin kamera görüntülerini kullanıp dün gece herkesin neler yaptığını yeniden canlandırdık. | Open Subtitles | لقد قمنا بإعادة تحديد تحركات كل شخص الليلة الماضية في هذا النموذج التمثيلي لمنزل وزير البحرية |
Savunma Bakanı'nın gezisi yüzünden bu süreci hızlandırmak gerekti. | Open Subtitles | رحلة وزير الدفاع جعلتني استعجل في تنفيذ الفكرة |
Savunma Bakanı'nın ofisindeki güvenlik arttırıldı. | Open Subtitles | مكتب وزير البحرية سيرسل دعم من الأمن على كافة الأصعدة. |
Onu teslim etmeyi reddedersen elimde bizzat Savunma Bakanı'nın imzasını taşıyan evrakla çıkar gelirim. | Open Subtitles | إذا رفضتِ تسليمها سأستدعيك بموجب مذكرة موقعة من وزير الدفاع بنفسه |
O listede Adalet Bakanı'nın birçok müsteşarın ve emniyet müdürünün de adları geçiyor. | Open Subtitles | تلك القائمة حوت على اسم وزير العدل الدنماركي |
Rus Kültür Bakanı'nın klasik mimariye zaafı var ve adamını Roma'ya inceleme yapması için gönderiyor. | Open Subtitles | وزير الثقافة الروسي لديه ضعف عندهم بالهندسة المعمارية الكلاسيكية. ولهذا قرر إرسال زوجك إلى روما للدراسة. |
Adalet Bakanı'nın ofisini arayın. Bir karışıklık olmalı. | Open Subtitles | اتّصلي بمكتب المدّعي العامّ أعني لا بدّ من وجود خلطٍ ما |