"balık avına" - Translation from Turkish to Arabic

• للصيد
• لصيد السمك
• رحلة صيد

Hayır, hayır. Haklı, dostum. Bir haftasonu bizimle balık avına gelmelisin.
لا ، لا ، إنه على حق ، يجب أن تأتى للصيد معنا فى عطلة نهاية الأسبوع

Hayır, hayır. Haklı, dostum. Bir haftasonu bizimle balık avına gelmelisin.
لا، لا إنه على حق، يجب أن تأتى للصيد معنا في عطلة نهاية الأسبوع

Geçen yıl, balık avına gitmek istediğimde sen de kayağa gitmek istemiştin ve ağlamaya başlamıştın--
العام الماضي ، عندما أردت الذهاب للصيد .. ولكنكِ أردتِ الذهاب للتزّلج .. وبدأتِ بالبكاء

Geçen gece, büyükannemle geceleyin balık avına gitmeyeli Çok uzun zaman olduğunu fark ettim.
الليلة الماضية , أدركت بأنه مضى زمن طويل منذ أن ذهبت لصيد السمك مع جدتي

- Yapay sinekle balık avına çıkacağız.
عطلة الاسبوع القادم سنذهب لصيد السمك

Babamla her yıl balık avına çıkarız.
أنا وأبي لدينا رحلة صيد سمك سنوية

Yavruları o kadar çok deniz ürünü istiyor ki her iki ebeveyn de balık avına çıkmak zorunda.
تحتاج فراخهم الجائعة طعاماً بحرياً كثيراً فيتعيّن على كلا الأبوين الخروج للصيد

Çünkü 3 günlük hafta sonu tatilim yaklaşıyor ve nihayet konuştuğumuz o balık avına gidebiliriz dedim.
لأن هنالك ثلاث أيام إجازة في عطلة الأسبوع وأنا فكرت بأن يمكننا أن نذهب للصيد أخيراً مثلما كنّا نتحدث من قبل

- Paige, hiç buzda balık avına gittin mi?
هل ذهبتِ للصيد في الجليد؟ كلا.

Ben 11 yaşındayken babam beni McFarland gölüne buzda balık avına götürmüştü.
أخذني والدي للصيد في بحيرة (ماك فارلاند)

balık avına çıkalım.
لِنذهب للصيد.

Pekâlâ Dedem bir keresinde beni buzda balık avına götürmüştü.
-حسناً ... اصطحبني جدّي ذات مرّة لصيد السمك من خلال فتحة في الجليد.

9 yaşındayken babamla birlikte Flint Nehrine balık avına gitmiştik.
التاسعة من عُمرى ذهبت في رحلة صيد مع والدي على ضفاف نهر "فلينت"

- Ah... Kardeşimi balık avına götürüyorum.
سآخذ أخي فى رحلة صيد

Yargıç balık avına çıkmış.
القاضي في رحلة صيد بالخارج