Ve bir ada gibi barınak sağlıyor ancak uçan balıklar için değil, yumurtaları için. | Open Subtitles | وجزيرة كهذه تزوّد الملجأ، ليس للسمك الطائر، وإنما لبيضهم. |
Bunlar ve bunlarla işbirliği yapan minik hayvanlar, karşılığında balıklar için yiyecek sağlıyor. | Open Subtitles | هاته، والحيوانات الصغيرة ،المتصلة بهم يوفرون الغذاء للسمك |
Shalini balıklar için yem olmadan bunu yap. | Open Subtitles | قبل ان تصبح شاليني طعاماً للسمك |
Bu sualtı ormanları, balıklar için de üreme alanlarıdır. | Open Subtitles | هذه الغابات التي تحت المياه تكون كأرض حاضنة بالنسبة للأسماك. |
Bu, balıklar için daha da zordur. | Open Subtitles | وأكثر صعوبة بكثير بالنسبة للأسماك |
(Gülüş sesi) (Alkış) Bugünün denizlerinde yalnız bir balık olmak çok iyi. Eskiden sürü halinde dolaşmak balıklar için kurtuluş demekti. Ama artık intihar etmekle aynı şey. | TED | (ضحك) (تصفيق) لما كان الأمر كذلك شخص وحيد هو شيء عظيم، وخاصة في البحار اليوم لأن التعليم كان يتم الخلاص بالنسبة للأسماك ، ولكن هذا الانتحار بالنسبة للأسماك الآن. |
balıklar için tuhafmış gibi görünse de bu balıklar, kaplumbağalar gibi, üremek için denizden çıkarlar. | Open Subtitles | على الرغم من أن الأمر يبدو غريبا بالنسبة للسمك.. إلا أن (الكابلين) مثل (السلاحف) قد خرج أيضاً من البحر لوضع البيض |
- Dur. Su balıklar için. | Open Subtitles | - توقف، الماء للسمك |
Ton balığı balıklar için. | Open Subtitles | التونا للسمك |