Beni çok belirlgin bir şekilde güldüren, balıklarla ilgili bir şey söylemiştin. | Open Subtitles | قلت شيئاً ما حول الأسماك والتى . قد أضحكتنى من غير شك |
Topu nihayet tuttuğumda yukarı baktım ve anında gökkuşağının her renginden balıklarla çevrelenmiştim. | TED | وعندما تمكنت أخيرا من الوصول إليه، نظرت إلى فوق، لقد كانت تحيط بي الأسماك من كل مكان بجميع ألوان قوس قزح. |
Size bu balıklarla ilgili 5 inanılmaz şeyi anlatmak istiyorum. | TED | دعوني أخبركم خمسة أشياءٍ مذهلة عن هذه الأسماك. |
Bu balıklarla Yeni Yıl balıkları arasında bir fark var mı? Yok. | Open Subtitles | أليس هذا السمك هو نفس السمك الملون للعام الجديد؟ |
Bu balıklarla pazarda satılanlar arasında fark? | Open Subtitles | بالتأكيد . .. أليسوا يشبهون السمك الملون |
Ve bu daha önce yaşamamış olan o bölgeye ait olmayan balıklarla doldurulduğunda besin ağına olan şeydir. | TED | وهذا ما يحدث لتلك الشبكة الغذائية عندما يتم ادخال نوع جديد من الاسماك لم يكن موجوداً من ذي قبل |
Hayatlarımız, geriye doğru yüzen balıklarla doludur. | TED | حياتُنا مليئة بالسمك الذي يسبح للخلف. |
Herkes etrafta kütük gibi cep telefonları ile yürüyor, ve oldukça ağır kokan balıklarla ilgileniyorlardı. | TED | الجميع كانوا يتجولون و معهم هواتف نقالة تشبه الطوب, و نوع من الأسماك ذات رائحة في الميناء |
balıklarla beslendiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | وصيد الأسماك في البحيرة ، ولكن هنا في البر |
Hayır. Ben onun balıklarla birlikte yattığını söylemiştim. Anlarsın ya. | Open Subtitles | .. لا ، قلت أنه ينام مع الأسماك ، إنه |
balıklarla aynı odada olmak istemedi. | Open Subtitles | لا يريد أن يكون في نفس الغرفة مع الأسماك |
Eğer onu balıklarla yatarken görmek istemiyorsan orada ol. | Open Subtitles | كن هناك إذا كنت لا تريد رؤيتها تنام مع الأسماك |
Eğer onun ölü balıklarla yüzmesini istemiyorsan yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | من هذا ؟ كن هناك إذا كنت لا تريد رؤيتها تنام مع الأسماك . الأمر السيئ |
Patlatmaya çalıştığın şeyin ölen balıklarla bir alakası mı vardı? | Open Subtitles | ذلك الشيء الذي كنت تحاول تفجيره، هل له علاقة بشيء ما بموت تلك الأسماك ؟ |
İnsanlar balıklarla o tarz şeyler yapmazlar. | Open Subtitles | لا يمكن لبشري أن يفعل تلك الأمور مع السمك |
Takım 3 balıklarla ilgilensin. Takım 4 rostoya baksın. | Open Subtitles | الفريق 3 سيتولى امر السمك الفريق 4, المشويات |
Muhtemelen balıklarla taşak muhabbeti yapmakla meşgul olurdu. | Open Subtitles | سيكون على الأرجح مشغولاً بالتحدّث بكلامٍ سخيف عن السمك. |
Koca bir akvaryum aldı, sürüyle para harcayıp içini süslü püslü isimleri olan gerzek suratlı balıklarla doldurdu. | Open Subtitles | السمك الاستوائي كان لديه برميل كبير وأنفق الكثير من المال بملئه بأسماك بلهاء |
Bırakayım da biraz balıklarla konuş. | Open Subtitles | سأتركك لتتطارح أفكارك مع السمك لبعض الوقت |
Aquaman'i seviyorum. Suyun altında nefes alıyor ve balıklarla konuşuyor. | Open Subtitles | انا معجب بالرجل البرمائي , يمكنه التنفس تحت الماء والتحدث مع الاسماك |
Denizi seviyorum, öyle güzel ki öyle gizemli ve öyle... balıklarla dolu. | Open Subtitles | انا احب البحر، جميل للغاية... وغامض للغاية... وممتلىء بالسمك. |
Tıpkı senin balıklarla yaptığın gibi. | Open Subtitles | تماما كحالك مع أسماكك. |
Ve balıklarla biraz suşi yapabilirsin. ve üstüne aromatik bitkiler. | TED | وأن تصنع بعض السوشي بالأسماك وبعض النباتات العطريه. |