| ben de Baltimor'da doktorlarımın yakınına taşındım ve yakındaki bir konservatuara yazıldım. | TED | فاضطررت للانتقال إلى بالتيمور .. بجانب الأطباء وانضممت الى معهد موسيقي قريب مني |
| Baltimor'un batı yakasında, uyuşturucu satabilirler, ama sadece gösterdiğimiz yerlerde. | Open Subtitles | ...بإمكانك بيع المخدّرات في غرب بالتيمور ...لكن فقط في المكان الذي نحدّده نحن |
| Şehrimde iyi bir otelde bir iş buldun ve yaz bittiğinde Baltimor'a dönerken cebin yeşil mangırlarla dolu ağzında altın diş olacak. | Open Subtitles | هنا في مدينتي، ستعمل في فندق فخيم وفي نهاية الصيف ستعود إلى "بالتيمور" وجيبك مليء بالدولارات، |
| Stewart'ın Baltimor Polisine açtığı davanın mahkeme kayıtları. | Open Subtitles | حصلت على سجلات المحكمة لقضية (ستيوارت) أمام "بالتيمور" |
| Cahill az önce Wahington'a gelmek üzere Baltimor'dan trenle ayrıldı. | Open Subtitles | بأن (مايكل كيهل) على التحرك. (كيهل) غادر للتو "بالتيمور" على قطار "مارك" |
| Ayılar Baltimor'da oynamadıysa tabii. | Open Subtitles | لا إلا إذا كانت (الــبيرز) يلعبون في (بالتيمور) |
| Baltimor'da bir konferansta konuşuyor. Neden? Neye ihtiyacın var ki? | Open Subtitles | تتحدث بمؤتمر في (بالتيمور) ماذا تريدين؟ |
| Baltimor firmaları: | Open Subtitles | شركة "بالتيمور": |