Hayatımın en iyi gecesi olacaktı ve bana güldüler. | Open Subtitles | كان يفترض أن تكون هذه أجمل ليلة في حياتي ولكنهم سخروا مني |
O dolapçılar bana güldüler, ama son gülen ben olacağım. | Open Subtitles | صانعوا الخزائن سخروا مني لكنّهم سيرون |
Ne zamandır bunu planlıyordum... Ben daha çocukken... kırk yıl boyunca bana güldüler. | Open Subtitles | ...ليست لديك فكرة منذ متى و أنا أخطط منذ أن كنت طفلا ، سخروا مني مدة أربعين سنة |
Bu domuzlar tarafından hakarete uğradım, bana güldüler. | Open Subtitles | لقد تم إهانتي من قبل هؤلاء الخنازير و ضحكوا علي. |
Biraz sıkkın hissederek bilim adamlarına gittim ve bana güldüler, dediler ki, bu kadar kısa sürede insanların davranışlarını değiştirmek, saçma bir şekilde hırslıydı ve başardığın şey, mümkün olduğunu düşündüğümüzün ötesinde bir şeydi. | TED | عدت مجددًا إلى المختصين وأنا محبطة لكنهم ضحكوا علي وقالوا أن تغيير سلوك الناس في مثل هذه الفترة القصيرة طموح مثير للضحك والحقيقة أن ما تحقق بعيد عمّا كنا نظنه ممكنًا |
Kadın gibi oynadığım için bana güldüler ama buna değdi. | Open Subtitles | أتعلموا ،لقد سخروا مني لأني ألعب ladies' tees لكنها أتت بثمارها |
Cole, bana güldüler. | Open Subtitles | كول، لقد سخروا مني |
Tam McLeod'un önünde, bana güldüler. | Open Subtitles | حتى امام مكلاود سخروا مني |
bana güldüler. Hep o çocuk yüzüden. | Open Subtitles | لقد سخروا مني بسبب ذلك الصبي |
İnterpol'dekiler, kimin peşinde olduğumu söylediğimde bana güldüler. | Open Subtitles | لقد سخروا مني في (الإنتربول) عندما أخبرتهم عن الشخص الذي أطارده |
Bir rehinciye götürdüm, ama bana güldüler. | Open Subtitles | لقد أخذت الميدالية لأبيعها لكنهم ضحكوا علي... |
Bir rehinciye götürdüm, ama bana güldüler. | Open Subtitles | لقد أخذت الميدالية لأبيعها لكنهم ضحكوا علي... |
Ve sordum da. Odanın ortasında bana güldüler. | Open Subtitles | لقد فعلت, و ضحكوا علي |
Ve sordum da. Odanın ortasında bana güldüler. | Open Subtitles | لقد فعلت, و ضحكوا علي |