| Bilimin, bu çılgın kasabada olan olayların sadece küçük bir kısmını açıklayabileceğini bana hep söyleyen sendin. | Open Subtitles | لقد قلتي لي دائماً أن العلم يمكن أن يوضح جزء فقط مما يحدث في هذه البلدة المجنونة |
| Annem bana hep sıradan şeylerden yeterince zevk almadığımı söylerdi. | Open Subtitles | كانت والدتي تقول لي دائماً بإني ابتهج بما فيه الكفاية في الدنيا |
| bana hep olur. Aileden gelen bir şey. | Open Subtitles | ، إنه يحدث لي طوال الوقت إنه متوارث بعائلتي |
| İlk önce kuşkulu yaklaştı ama bana hep güvenmiştir. | Open Subtitles | كان لديه شكوكه في البداية لكنه يثق بي دائماً |
| biliyor musun ağabey,küçükken bana hep.... annemim seni benden daha çok sevdiğini söylerdin. | Open Subtitles | هل تعرف يا أخي كنت دائما تقول لي وانا طفل بأن امي تحبك اكثر مني بأن امي تحبك اكثر مني. |
| Bu bana hep komik gelmiştir. Çünkü atları ürküten genelde hep sensindir. | Open Subtitles | لطالما كان مضحكاً بالنسبة لي،لانكِ أنتِ من كان يخيف الخيول دائماً |
| Sadece, tanıştığım her Amerikalı kadın bana hep bunu söyledi. | Open Subtitles | كلا، كل ما بالأمر أن كل فتاة امريكية قابلتها تقول لي دائما الجملة نفسها |
| Müzik mağazaları bana hep çılgınca gelmişti, ama hiç üzülmemiştim daha önce. | Open Subtitles | متاجر الأغاني تبدو لي دوماً مجنونة ، لكن لا استاء منها |
| O çok tatlı ve sen bana hep sana saygı duyan ve seni özel hissetiren birini bul derdin. | Open Subtitles | انه لطيف ولقد قلت لي دائماً ان اجد من يحترمني ويجعلني اشعر بالتميز |
| bana hep böyle şeyler söylüyorsun. | Open Subtitles | تقولين لي دائماً أشياء مثل هذه |
| Bilmem. Japonlar bana hep öyle der. | Open Subtitles | لا أعرف اليابانيون يقولون ذلك لي دائماً |
| Kardeşlerim bana hep yapardı ya. | Open Subtitles | يا رجل، اخوتي اعتادوا أن يفعلوا ذلك لي طوال الوقت. |
| Maalesef bu bana hep olur. | Open Subtitles | هذا لا يحدث لي طوال الوقت |
| Sen bana hep güvenirsin. Büyük hata. | Open Subtitles | تثقين بي دائماً هذا خطأ كبير |
| Seni severim komiser. bana hep iyi davrandın. | Open Subtitles | أنا أحبّك، أيها الرئيس أنت كنت دائما لطيف معي |
| bana hep "kendi kızı olmadığımı" düşündüğünü söylemişti. | Open Subtitles | لطالما كان يقول أنّي لست إبنته |
| bana hep "bir kapı kapandığında diğeri açılır" derdi. | Open Subtitles | ، كانت تقول لي دائما باب يُغلق ، يُفتح باب آخر |
| Arabacı adam, bana hep hak ettiğimden fazlasını bıraktı. | Open Subtitles | هذا الرجل يترك لي دوماً أكثر مما كنت استحق |
| "bana hep gülümser, merhaba derdin. | Open Subtitles | ترمقني دائماً بابتسامة وتحييني" |
| bana hep ilaçlarımı almamı söylersin. Lütfen. | Open Subtitles | تناول العلاج وحسب تخبرني دوماً بأن أتناول العلاج |
| bana hep içerlerdin çünkü saçlarımı hep sen yapardın cadılar bayramı kıyafetlerimi hazırlardın, elbiselerimi almaya giderdin. | Open Subtitles | لأنك انت دائما كنت تقيمين شعري و تحضري ثيابي لحفلة الهلووين تحضري لي فستان حفلة التخرج |
| bana hep kağıt verir, ama bir keresinde o günün doğum günüm olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | انه دائما يعطيني ورقة ، لكنه قال مرة انه كان عيد ميلادي. |
| Sakin ol deme sakın! bana hep patronluk taslıyorsun! | Open Subtitles | لا تقولي لي أن أهدأ أنت دائماً تتآمرين عليّ |
| bana hep doğruyu söyledin. | Open Subtitles | أنتِ تفعلين الكثير ولكنّكِ لستِ كاذبة لقد كنتِ صريحة معي دائماً وأنا أصدّقكِ |
| O kapıdan girdiğimden beri bana hep ters davranıyorsun. | Open Subtitles | كنت عدائي معي جداً منذ ان اتيت الى هنا |
| bana hep söylüyor, Napa'daki "telesekreter" gibi değil. | Open Subtitles | ويقول لي في كل وقت. على عكس جهاز الرد على المكالمات هناك في نابا. |