Moralini bozmaktan ne kadar hoşlansam da bana ulaşmak için seni kullanıyor. | Open Subtitles | حسنا, بقدر استمتاعك بتفقيع بلوناتك أنه يستخدمك للوصول إلي |
Bir daha bana ulaşmak için kızımı kullanma. | Open Subtitles | لا تحاولي إستخدامَ إبنتي ثانيةً للوصول إلي |
Zaheer sırf bana ulaşmak için masum insanların hayatını tehdit ediyor. | Open Subtitles | زاهير يهدد حياة الأبرياء فقط ليصل إلي |
Eğer onu öldürdülerse bana ulaşmak için herkesi öldürebilirler. | Open Subtitles | إن قاموا بقتلها، فسيقتلون أي شخص للوصول إليّ |
bana ulaşmak için hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | لقد خاطر بحياته لإحضارها إليّ |
Bu mezarın başında sürekli ağlayan kadın ya da senin bana ulaşmak için aradığın kadın | Open Subtitles | المرأة التي تأتي للبكاء على قبره التي اتصلت بها لتصل لي |
Sana söylemeyi istemezdim ama ortak dostumuz seni sadece bana ulaşmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | حسناً، أكره أن أوضح لك (ذلك يا (جيسي لكن شريكنا المشترك كان يستعملك فقط حتّى يصل إليّ |
Benimle iyi niyetli bir şekilde buluştun ama o yalan söyledi ve seni bana ulaşmak için kullandı. | Open Subtitles | تقابلت معي في إيمان جيد، لكنه كذب، واستخدمك ليصل لي. |
Şimdi bugün buraya --çok istememe rağmen olmadı ama-- kanser veya AIDS'e bir çare buldum diye çıksaydım bana ulaşmak için birbirinizi yiyiyor olurdunuz. | TED | الآن، إذا أتيت الى هنا، وأرجو أن أستطيع أن أجئ هنا اليوم، وأحمل دواء للإيدز أو السرطان، فأنكم ستتقاتلون وتكافحون للوصول إلي. |
Teşkilat bana ulaşmak için seni kullanıyor. | Open Subtitles | الوكالــة تستخــدمك للوصول إلي |
Sanırım bana ulaşmak için onu yem olarak kullanmak istedi. | Open Subtitles | تخميني هو... لاستخدامها كطعم للوصول إلي |
Daniel'in eski nişanlısını bana ulaşmak için kullanman falan. | Open Subtitles | وتوظيف خطيبة (دانيال) السابقة للوصول إلي لصالحك |
bana ulaşmak için seni kullanıyor Robin. | Open Subtitles | إنه يستغلك، يا (روبن)، ليصل إلي |
- Seni bana ulaşmak için kullandı. | Open Subtitles | - هو استغلك ليصل إلي |
Rus bana ulaşmak için seni ve anneni öldürmekte tereddüt etmezdi. | Open Subtitles | ما كان الروسي ليتردّد بقتلك أنت وأمّك للوصول إليّ. |
Hayır, ailemi bana ulaşmak için kullanıyor. | Open Subtitles | لا، لا، لا فهو يستغل عائلتي للوصول إليّ |
bana ulaşmak için hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | لقد خاطر بحياته لإحضارها إليّ |
Dün gece ne yaptığını biliyorum bana ulaşmak için arkadaşına yardım ediyor numarası yapıyordun. | Open Subtitles | أعلم ماذا كنت تفعل الليلة الماضية. الادعاء بمساعدة صديق لتصل لي |
Sana söylemeyi istemezdim ama ortak dostumuz seni sadece bana ulaşmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | حسناً، أكره أن أوضح لك (ذلك يا (جيسي لكن شريكنا المشترك كان يستعملك فقط حتّى يصل إليّ |
Oh, Roy bana ulaşmak için... bir vasıtaydı. | Open Subtitles | اووه ، روي كان وسيله ليصل لي |