Kim olduğun hakkında bana yalan söylemek için ondan yardım istedin o da iyi bir dalkavuk olduğundan gelip suratıma karşı yalan söyledi | Open Subtitles | لقد لجأت إليها لتكذب عليّ بخصوص حقيقتك وبحكم أنّها لا تستطيع أن ترّد لك طلب أتت إليّ وقامت بالكذب عليّ |
Kim olduğun hakkında bana yalan söylemek için ondan yardım istedin o da iyi bir dalkavuk olduğundan gelip suratıma karşı yalan söyledi | Open Subtitles | لقد لجأت إليها لتكذب عليّ بخصوص حقيقتك وبحكم أنّها لا تستطيع أن ترّد لك طلب أتت إليّ وقامت بالكذب عليّ |
bana yalan söylemek onu korumaz. | Open Subtitles | الكذب علي لن يبقيه بأمان بل الكلام معي سيبقه بأمان |
bana yalan söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك الكذب علي |
Jack, bana yalan söylemek zorunda değilsin, tamam mı? Senin gibi erkelere bayılıyorum. | Open Subtitles | لست مضطراً للكذب علي أهوى الرّجال مثلكَ! |
bana yalan söylemek zorunda hissetmeni asla istemem. | Open Subtitles | لا أريدكِ أن تشعري أنّكِ مُضطرّة للكذب عليّ. |
Şükran Günü, tören geçidi, davanın tarihini değiştirmek yanıltmak için Lester'ı kullanmak, bana yalan söylemek. | Open Subtitles | عيد الشكر, المهرجان تغيير تاريخ المحكمة إستخدام (ليستر) للتضليل الكذب عليّ |
bana yalan söylemek beni korumaz. | Open Subtitles | الكذب علي لا يقوم بحمايتي |
bana yalan söylemek için akılsız olman lazım. | Open Subtitles | ليس من الحكمة الكذب علي |
bana yalan söylemek! | Open Subtitles | الكذب علي |
Alice, bana yalan söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أليس , لست ِ مضطرة للكذب علي |
bana yalan söylemek zorunda değilsin Tyrese. | Open Subtitles | لست مُضطراً للكذب عليّ يا (تيريس). |
Ama şimdi sadece bana yalan söylemek için te Queens'e kadar gittiğini bildiğimden sana kızgın kalamam. | Open Subtitles | لكن الآن بعد أن علمتُ بأنكِ قطعتِ المسافة إلى (كوينز) لتحاولي الكذب عليّ , حسنٌ, ليس بإمكاني البقاء غاضبة ً منكِ |
bana yalan söylemek de dahil mi bu şeylere? Felicity'e yalan söylemek? | Open Subtitles | أهذا يشمل الكذب عليّ وعلى (فليستي)؟ |