Bankanın içinde, gözlerimizin yerine ayaklarımızı kullanacağız. Bu yüzden birbirimize ayak uydurmamız gerekiyor. | Open Subtitles | داخل البنك سنستخدم أرجلنا بدلاً من عيوننا , لذلك يجب أن ندربها جيداً |
Bankanın içinde fırtına kopuyor gibiydi. | Open Subtitles | كما لو ان هناك عاصفة رعدية داخل البنك. |
Biliyorum. Dersi kestin. Bankanın içinde sen değil, biz olacağız. | Open Subtitles | أعرف , وفري عليّ المحاضرة داخل البنك نحن لا نعرف بعض |
Bankanın içinde neler olduğuna dair sayısız olasılık mevcut. | Open Subtitles | هناك عدد لا حصر له من الإحتمالات إذ ليست لدينا فكرة عما يحدث داخل البنك |
Ve Roma'nın Bankanın içinde olduğu sırada, 33 milyon dolar bir güven fonundan boşaltılmıştı. | Open Subtitles | وأثناء الوقت الذي كان (رومان) يتواجد فيه داخل البنك تم تفريغ 33 مليون دولار من أحد صناديق الإئتمان |