Havalimanı, barış zamanında gerçekleşen en büyük kapatmalardan birini yaşadı. | Open Subtitles | إغلاق المجال الجوي يعد واحداً من أصعب الأمور تنفيذاً في وقت السلم. |
barış zamanında bir bilim insanı dünyaya aittir ama savaş zamanında kendi ülkesine aittir. | Open Subtitles | في وقت السلم العالم ينتمي لجميع البلدان و لكن في وقت الحرب العالم ينتمي لبلده |
barış zamanında lise öğretmenliği yapıyorum. Lisede öğretmen. | Open Subtitles | في وقت السلم فأنا معلم في مدرسة ثانوية. |
Bundan böyle, barış zamanında askeri nitelikte bütün gizli etkinliklerden... tamamen Genelkurmay Başkanlığı sorumlu olacaktır. | Open Subtitles | أنه من الأن فصاعدا, رئيس هيئة الأركان المشتركة سيكون مسؤولا كليا عن جميع الإجراءات شبه العسكرية السرية في زمن السلم |
Çünki sizden korkuyorlar barış zamanında sorun yok tek istediğiniz kurallarınıza uymaları ve vergilerini ödemeleri. | Open Subtitles | لأنهم يخشونك. وهذا أمر جيد في زمن السلم عندما كل ما تحتاجه للقيام به |
Bazılarınız anayasanın yalnızca barış zamanında geçerli olduğunu savaş zamanı geçerli olmadığını düşünüyor olabilir. | Open Subtitles | بعضكم يبدو أنه يشعر .. أن الدستور يسري بطريقةٍ ما فقط في أوقات السلم ولكن ليس في أوقات الحرب |
İşte barış zamanında buna sahip olduklarını görmek istiyoruz, bir işe. | Open Subtitles | وهذا ما سيحدث فى وقت السلم |
Marge, barış zamanında harika bir şeftin. | Open Subtitles | لقد كنتِ زعيمة ممتازة في زمن السلم |
barış zamanında bile tetikte olacaksın. | Open Subtitles | والحذر واجب حتى في أوقات السلم |
barış zamanında Floransa'nın tarafında olmak kolaydır. | Open Subtitles | من السهل أن تكن الولاء لـ(فلورنسا) في أوقات السلم |