"barışsever" - Translation from Turkish to Arabic

    • للسلام
        
    • دعاة السلام
        
    • المسالمون
        
    • سلمية
        
    • السلمي
        
    • السلمية
        
    • مسالم
        
    • مسالمه
        
    • السلمى
        
    Rakibine karşı tetikte zira bu mevsimde pandalar barışsever bambu yiyicilerden potansiyel birer katile dönüşebiliyorlar. Open Subtitles هو يحذره من المنافسه، في هذا الوقت من السنة الذكور يتحولون من أكلة الخيزران المحب للسلام إلى قتلة محتملين.
    barışsever değilim ben. Open Subtitles أنا لست داعي للسلام. أنا سأقوم بقتلهم جميعاً.
    İnanın, eğer bir salon dolusu barışsever insana savaşa dair bir şeyler ilgi çekici geliyorsa, savaşmak üzere eğitilmiş 20 yaşındaki askerlere de aynısı olacaktır, hiç kuşkunuz olmasın. TED ثقوا بي، حتى لو كانت غرفة مليئة بأشخاص محبين للسلام فإنهم سيجدون شيئًا ملحا بخصوص الحرب، كذلك الجنود ذوو الـ 20 عامًا الذين تدربوا فيها، أعدكم بذلك.
    Nazi Partisi şiddetin bir ürünüdür dolayısıyla gerçekten barışsever bir ortamda var olamazlardı. Open Subtitles الحزب النازي كان وليد العنف. لذا لم يرتبطوا أبدأ مع دعاة السلام.
    Aksi taktirde barışsever Vaçatiler katledilecek. Open Subtitles والا، ابناء قبيله " واتشاتي" المسالمون سيزالون
    Sevdiğiniz savaştaysa, barışsever olamazsınız değil mi, bayan? Open Subtitles , انت ِ لن تكوني سلمية إذا حبيبك ِ كان في الحرب إليس كذلك , ياآنسة ؟
    2. Dünya savaşından sonra, sanayi entegrasyonunun bugünkü barışsever Avrupa Birliğini meydana getiren süreci başlattığı Avrupa'nın hikayesini hepimiz biliyoruz. TED نعلم جميعاً قصة أوروبا بعد الحرب العالمية الثانية، حيث انطلقت عملية التكامل الصناعي التي أدت اليوم إلى الاتحاد الأوروبي السلمي.
    Mehmet bizim barışsever siyasetimizle tanışsın. Open Subtitles لنرى (محمد) سياستنا السلمية.
    Ben barışsever bir insanım, dostum. Open Subtitles أنا مسالم يا رجل.
    Tüm dünya bilir ki Biz barışsever bir halkız. Open Subtitles العالم يعرف باننا ناس محبين للسلام
    Arap birini barışsever olarak hayal edemiyorsunuz. Open Subtitles لا تستطيع أن تتخيّل عربي محب للسلام
    "Masum çocuklar ve barışsever işçi sınıfına karşı." Open Subtitles "ضد الأطفال البريئين و الطبقات العاملة المحبة للسلام"
    "barışsever general BM'de kavga çıkardı. İsviçre araya girdi." Open Subtitles "معركة الجنرال للسلام في الأمم المتحدة وتدخل السويديون"
    Kendisinin ölümü, barışsever milletler için tam bir trajedi. Open Subtitles موته كان مأساة لكل الأمم المحبة للسلام
    -Ama ben barışsever değilim. Open Subtitles - لكني لست داعي للسلام. "المترجم: الواد ده شكله يهودي"
    Doug Slocombe barışsever biri değil. Open Subtitles "دوغ سلوكومبي" ليس من دعاة السلام
    Aksi taktirde barışsever Vaçatiler katledilecek. Open Subtitles والا، ابناء قبيله " واتشاتي" المسالمون سيزالون
    Bize hizmet için, güvenlikleri için para ödüyorlar ve senin barışsever tavrın onları dışarıdakilerden korumayacak. Open Subtitles إنهم يدفعون مقابل خدمة ويدفعون مقابل سلامتنا، وأنت لديك مُعتقدات سلمية ولن تحميهم مما موجود هناك ..
    Şey, barışsever, vejetaryen biseksüeller üzerinde böyle bir etki yaratıyorum. Open Subtitles حسنا لدي هذا التاثير السلمي علي المخنثين
    Mehmet bizim barışsever siyasetimizle tanışsın. Open Subtitles لنرى (محمد) سياستنا السلمية.
    Kitaplarda yazanlara göre Kwainiler, barışsever ve dengeleyici iblislermiş. Open Subtitles "كواينى" نوع مسالم...
    Vaçatiler barışsever bir kabiledir. Open Subtitles ... واتشاتي" قبيلة مسالمه"
    Bir doktorun oğlu, Paris'te eğitim görmüş, ilk başlarda barışsever. Open Subtitles إبن لطبيب درس فى باريس قواعد النهج السلمى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more