| Bundan böyle barajdaki çatlağa su sızmasın diye parmağını dayayan küçük Hollandalı çocuk olmayacağım! | Open Subtitles | لن أكون عالقة وسطكم كالفتى الهولندي الذي علق اصبعه في السد بعد الآن |
| O küçük Hollandalı çocuğun hikayesindeki gibi parmağın barajdaki çatlakta bırakmayacağım seni! | Open Subtitles | لن أتركك مثل هذا الفتى الهولندي الذي علق اصبعه في السد |
| Şöyle düşünelim, kışın bir barajdaki su donarsa, ...baraj kenarındaki buz kırılır. | Open Subtitles | بالتفكير فى هذا، إن تجمدت المياة على حافة السد فى الشتاء ، فسوف يتكسر على حافة السد. |
| barajdaki olay kazadan ibaretse evet. | Open Subtitles | إذا كانت حادثة السد مجرد حادث ، فأجل أريد ذلك |
| barajdaki basıncı, çökme tehlikesi yaratmayacak kadar düşürürüz. | Open Subtitles | سنقوم خفض ضغط على هذا السد فقط بما فيه الكفاية بحيث الفشل هو لم يعد يشكل تهديدا. |
| Senin ve adamlarının barajdaki gücü kesmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك أنت و رجالك أن تقطعوا الكهرباء من السد |
| Bu sadece barajdaki bir çatlak. Şaka mı yapıyorsun? | Open Subtitles | إنه كمجرد شق فى السد , أتمازحنى ؟ |
| barajdaki yükü azaltıyor. | Open Subtitles | هو الحد من الضغط على السد. |
| Gelelim barajdaki şu patlamaya öyleyse... | Open Subtitles | ...إذاً ، الإنفجار في السد |