Zaten yeterince ileri gittik. Bardağını bırak. Buraya taşınırsan Westside'da oturabilirsin. | Open Subtitles | هذا الأمر تطور بالفعل أكثر من الازم ضعي كأسك لو إنتقلتي هُنا، يُمكنك العيش فى الجانب الغربي |
Duyurmak istediğin önemli birşey olduğunda Bardağını tınlatabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنك فقط ان تقرعي كأسك عندما يكون لكِ شيئا مهما كي تُعلنيه |
- N'oldu, geçen akşam sıvışırken akıtmaz Bardağını mı unuttun? | Open Subtitles | ماذا، أنسيت كوب الأطفال خاصتك عندما فررت من هنا بالأمس؟ |
Plastik Bardağını ya da pet şişeni lavabonun altındaki çöpe atarsın. | Open Subtitles | ترمي كوب غراندي أو زجاجة بيبسي في القمامة التي تحت المغسلة |
Şu su Bardağını görüyor musun? Dişlerini onun içinde tutuyor. | Open Subtitles | هل ترى كأس الماء الذي هناك انها تبقي أسنانه بداخله |
Sağ üst tarafa şarap kadehini koyun, ve daha sonra bir açıyla, bunun soluna su Bardağını koyun. | TED | ضع كأس النبيذ في الجزء العلوي الأيمن، وثم ضع كأس المياه في اليسار في زاوية ما. |
Daha saygılı kelimeler sarf et, Bardağını hep şarapla doldur... | Open Subtitles | فيجب أن تتلاعبي به بالكلمات الرقيقة وأن تملأي كأسه دائماً بالنبيذ |
Tanışma zamanı. Bardağını verir misin az? Sağ ol. | Open Subtitles | سوف اقدمك الان اعطينى كوبك الان للحظة شكرا |
Tamam, seni bir bara getiriyorum kalitesiz ve iğrenç Spice Girl Bardağını alkolle dolduruyorum ve sen bir yudum bile almıyorsun. | Open Subtitles | ... حسناً احضرتك لهذا الملهى وملئت كأسك القبيح بالكحول ولم تلمسيه حتى |
Bardağını oynatma. Dik tut. | Open Subtitles | لا تحرك كأسك ، حافظ أن تبقيه في مكانه |
Bardağını boşaltma hususunda bu kadar dikkatli olmana hacet yok. | Open Subtitles | ليس هنالك الحاجة في افراغ كأسك بحق |
Sırf soru sormak için Bardağını tınlatamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تقرعي كأسك لتسألي سؤالاً |
Diş fırçası Bardağını kullan. Durulama kabını değil. | Open Subtitles | حسنا , استخدم كوب فرشاة الاسنان, وليس كوب الشطف. |
Babamın gümüş şarap Bardağını kulübede nasıl kaybediyorsun çözebilmiş değilim. | Open Subtitles | كيف يمكنكِ أن تضييعي كوب نبيذ والدي الفضي في هذا الكوخ؟ لا أعرف. |
Annemin Bardağını alıp ben yapmışım gibi gösterdin. | Open Subtitles | أنّك أخذت كوب أمي و جعلتها تلومني على هذا. |
Aşığı kocasının Bardağını zehirler, ve sonra, adamın dikkati başka yerdeyken, eşi onun içkisini içer. | Open Subtitles | لقد وضع العاشق السم في كأس الزوج ثم عندما التها عنها الزوج, قامت المرأة بشرب الكأس |
Kahve Bardağını uzoyla doldurdular. Bayağı kafayı bulmuştu. | Open Subtitles | لقد كانو يملئون كأس كبير للقهوة بمشروب أوزو ومن يغضب عليهم بالظهر. |
Az önce lokantadan Tina ile konuştum ve kimsenin masayı toplamasına izin vermeyecek böylece bira Bardağını ben alacağım veya bu Luther denen adamın ağzına koyduğu herhangi bir şeyi. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع تينا بالمطعم ولن تدع احد غيرها يخدم تلك الطاوله فما علي سوى الحصول على كأس البيره |
Bardağını şu genç adam doldurursa Majestelerimiz memnun olacak. | Open Subtitles | جلالة الملك سيكون شاكراً اذا قام ذلك الشاب بتعبئة كأسه |
Stüdyonu temizlediğim, fırçalarını yıkadığım için milyonlarca kez özür dilerim tabi Bardağını attığım için birde. | Open Subtitles | متأسفة مليون مرة لأنني نظّفت مرسَمَك و نظّفت فرشك و رميت كوبك المفضل |
Bardağını alayım mı? | Open Subtitles | أيمكنني الشرب من كأسكِ ؟ |
Şimdi lanet olası Bardağını kaldır çünkü dibine kadar içeceğiz bu akşam. | Open Subtitles | والآن فلنرفع كوبينا ونعمل نخبًا |
Birinin Bardağını kullandın mı? | Open Subtitles | او تشاركت مع احد في زجاجه لا . |
Üzgünüm Roger. Gidemeyiz. Sadie Bardağını istedi. | Open Subtitles | آسف يا روجر , لانستطيع سيدي أرادت الكأس الخاصة بك |
Bay Armstrong'un Bardağını al, kendisi gitmek üzere. | Open Subtitles | خذى الكأس من السيدأرمسترونج. فهو يهم بالمغادره |